Dünyanın turistik anlamda en çok ilgi gören başkentlerinden Bangkok, Tayland Körfezi’ne dökülen Chao Phraya Nehri’nin deltası üzerinde kurulmuş kozmopolit bir şehir. Yalnız ülkenin 1782’den bu yana başkenti değil; aynı zamanda ticari ve kültürel merkezi.
Chao Praya, kanallarıyla şehrin Doğu’nun Venedik’i olarak anılmasını sağlıyor. Şehir nehrin iki yakasında ve körfeze yakın bir noktada kurulmuş. Sıcak, nemli, gürültülü ve kaotik bir düzen içinde yaşayan şehirde bir tarafta iş merkezleri, gökdelenler; bir tarafta tarihi yapılar...
“Melekler Şehri” olarak da anılan Bangkok’da en önemli tarihsel yapı, Rattanakosin Adası üzerinde kurulu, Büyük Saray olarak bilinen eski kraliyet ikametgahıdır. 218 000 m2 alan üzerinde kurulu bu görkemli kompleks, 1782 yılında inşa edilmiş. Kompleks içinde aynı zamanda Zümrüt Buda Tapınağı olarak da bilinen Wat Phra Kaeo bulunur.
Wat, Budist tapınakları için kullanılan bir kelime ve Bangkok’da yüzlercesi mevcut. En çok bilinen ve ziyaret edilenleri ise Wat Arun, Wat Pho, Wat Traimit (Altın Buda), Wat Saket olarak sayılabilir. Kuşkusuz ziyaret edilecek daha pek çok yer var ama Asya’nın en zengin müzelerinden Ulusal Müze, Vimanmek Sarayı, Suan Pakkad Sarayı, kanal gezisi, Jim Thompson Evi, Ratchada tren akşam pazarı, Chatuchak pazarı, yüzen pazarlar, say denince ilk akla gelenler...
Bangkok yakın çevresi de görmeye değer zenginliklerle dolu. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Ayutthaya Tarihi Şehri, 1957 yapımı ünlü Kwai Köprüsü filmini anmak için Kwai Nehri üzerinde yer alan demiryolu köprüsü, Muang Boran Antik Şehri bunlardan ikisi...
Gece hayatı ile ünlü Bangkok’da, eğlence mekanları Patpong ve Khaosan Road’da toplanmıştır. Özellikle Patpong yaygın olarak bir kırmızı fener mekanı olarak da bilinir.
Bangkok deyince ünlü Tay masajını anmadan geçmek mümkün değil!