Dünya’nın en eski ve dünya tarihinin en önemli şehirlerinden biridir, Atina. Modern Batı Uygarlığı’nın beşiği olarak addedilir. Felsefe, bilim ve sanata yapılan benzersiz katkılarla anılır.
Bugün birkaç milyonluk bir nüfusa sahip bir metropol haline gelen Atina, tarihsel olarak Attica olarak anılan bölgede, MÖ. 8 ila 4. yüzyıl arasında güçlü bir şehir devleti olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Ancak kentte yerleşimin bundan çok daha eskilere uzandığı bilinmektedir. Persler ve Sparta ile mücadele eden Atina, sonunda Büyük İskender liderliğindeki Makedon İmparatorluğu’nun bir parçası haline gelir. Roma ve Bizans imparatorluk dönemlerini yaşar ve 1458’de Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde fethedilerek Osmanlı İmparatorluğu’na dahil olur. Yaklaşık 375 yıl Osmanlı toprağı olarak kalan Atina, 1834 yılında modern Yunan devletinin başkenti haline gelir.
Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri ile bezenmiş olan şehir, Antik Çağ’dan kalma, günümüze dek iyi oranda korunmuş mimari şaheserlerle bütünleşmiştir. Yüzyıllar öncesinin antik dünyası, adeta uzansanız avucunuzun içindedir. Arkeoloji Parkı ile tarihte bir yolculuğa çıkarır sizi Atina.
Şehre hükmeden manzara, muhteşem görüntüsü ile Akropolis’tir. Görkemli Parthenon, dünyanın tüm yükünü taşıyabilecek gibi görünen karyatidleri ile Erechtheion ve Nike Tapınağı’nın görülebileceği Akropolis, UNESCO Dünya Mirası listesinin bir parçası. Akropolis’ten güzel bir şehir manzarası da izleniyor. Agora, Herodes Atticus Odeon’u, Hadrian Kapısı, Olympieion Zeus Tapınağı diğer önemli Antik Dönem eserlerinden birkaçı... Akropolis Müzesi, paha biçilmez eserler barındırıyor.
Şehirde başta UNESCO listesinden Daphni Manastırı olmak üzere pek çok güzel Bizans manastırı görülebiliyor. Fethiye Camii, Dizdar Ağa Camii ve Türk Hamamı Osmanlı Dönemi’ne ait başlıca eserler...
Atina Ulusal Bahçeleri, iç açıcı bir görüntüye sahip. Burada yer alan ve bugün toplantı ve kutlamalar için kullanılan Zappeion Binası görkemli bir görünüm sunuyor.
Antik Çağ’ın olimpiyat oyunları modern dünyada hayata geçirildiğinde, ilk olarak 1896’da Atina’da düzenlenmiş. Modern olimpiyat tesisleri, bugün şehrin Maroussi Bölgesi’nde yer alıyor.
Plaka Semti, Syntagma Meydanı, Monastiraki Meydanı, Parlamento Binası, Meçhul Asker Anıtı ...
Daha görülmeye değer pek çok hazineye sahip olan Atina, Yunan mutfağının seçkin örnekleri; taverna, bar ve kafeleriyle gastronomi, eğlence ve neşenin de ev sahipliğini yapıyor.
M.Ö. 7. yy’da Thassos Adası sakinlerinin, Neapolis adıyla kurduğu tarihi Kavala şehri, Kuzey Ege’de Kavala Körfezi üzerinde yer alır. Kavala’nın konumunun önemi, kaderine yön veren bir yolun; Roma İmparatorluğu’nun askeri amaçlarla inşa ettiği, Kavala’dan geçip doğuya doğru uzanan ünlü Via Egnatia yolunun yapımı ile perçinlenir. Bu yol imparatorluğun hakimiyeti için Philippi’de savaşacak olan Marcus Antonius’dan Brutus ve Cassius’a, haçlılardan, hristiyanlığı yaymak için şehire gelen Aziz Paul’e pek çok tarihsel kimliğin geçişine şahit olur. Bizans Dönemi’nde Christopolis adını alan kent, 1425’de kesin olarak Osmanlıların eline geçer.
Şehrin günümüzdeki görünümünü dahi etkileyen bir başka yol, bir su yoludur. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde yaptırılan ve Kamares olarak adlandırılan tarihi su kemeri anıtsal bir görünümle şehri ikiye ayırır.
Akropolis ve kale şehrin tarihi bölgesi, Panayia’da bulunur. Kavala’nın yetiştirdiği en önemli ve ilginç kişiliklerden biri olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa Meydan ve Anıtı, Paşa’nın konağı ve yine Paşa’nın yaptırdığı, Kavala’nın silüetini değiştiren İmaret adlı eser de buradadır.
Mehmet Ali Paşa, bir asker olarak gittiği Mısır’da gücü eline geçirerek Vali olmayı başarmış ve nihayetinde yaptığı reformlarla modern Mısır’ın kurucusu haline gelip, vasalı olduğu Osmanlı Devleti’ne kafa tutacak bir güce erişmiştir.
Kavala modern zamanlarda, önemli bir tütün üretim ve ticareti merkezi haline gelir. Tütün Müzesi, günümüzde bu özelliğini önemli ölçüde kaybeden şehrin bu konudaki geçmişine ışık tutar. Medrese, mescit, okul, imaret ve ofislerden oluşan etkileyici İmaret Binası bugün otel olarak hizmet vermektedir.
Kavala, Thassos (Taşoz) Adası’na ulaşmak için bir üs görevi görmenin yanı sıra güzel plajları, Philippi ve Neapolis Antik Kentleri, taptaze deniz ürünleri ve Kavala kurabiyesi başta olmak üzere Ege mutfağının enfes lezzetleriyle turizm değeri yüksek bir kent olarak yaşamını sürdürür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu ve ailesiyle birlikte yaşamının bir bölümünü geçirdiği bu şehrin Türkiye için ayrı bir önemi ve değeri vardır.
Thermaic Körfezi etrafında kurulmuş olan şehir, Makedonya’da Halkidiki Yarımadası’nın kuzey batısında yer alır.. Önemli bir Roma ve sonrasında Bizans kenti olan Selanik, 1430’da II. Murat tarafından kesin olarak fethedilir ve 1912’de Balkan Savaşları esnasında, bozguna uğrayan Osmanlı ordusunun şehirden çekilmesine dek Osmanlı kenti kimliği taşır. 1492’de İspanya’dan kaçan sefarad yahudilerinin bir kısmı Selanik’e yerleşir. Rumlar, yahudiler, müslümanlar ve diğer hristiyan unsurlarla beraber kozmopolit bir kenttir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Jöntürk hareketi ve İttihat ve Terakki cemiyetinin başını çektiği modernleşme hareketleri için bir üs vazifesi görür. 20. yy’da yaşanan savaşlar ve mübadeleyle kozmopolit kent kimliğini büyük oranda yitirir. Bugün milyonluk nüfusuyla bir metropol haline gelen Selanik, Yunanistan’ın Atina’dan sonra ikinci büyük kentidir.
Roma Dönemi’nde önemli bir geçiş yolu olarak inşa edilen Via Egnatia, Selanik’ten geçerek doğuya gider ve bu yolun varlığı kentin gelişimine damgasını vurur. Ünlü Galerius Kemeri Roma Dönemi’nin ihtişamını yansıtır. Selanik’te on beş Bizans ve erken hristiyan dönem eseri UNESCO Dünya Mirası listesine dahil olmuştur. Yine şehrin simgesi haline gelmiş olan Beyaz Kule, bir Osmanlı eseridir. Roma, Bizans, Yahudi ve Osmanlı eserleri şehirin çok kültürlü geçmişinin önemli birer ibaresidir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu ev bugün Selanik’te Türkiye Selanik Başkonsolosluğu arkasından bulunan Apostolou Pavlou Sokağı’nda Atatürk Evi adı altında müze olarak ziyaretçilere açıktır.
1997’de Avrupa’nın Kültür Başkenti seçilen Selanik, Yunanistan için de bir kültür merkezi niteliği taşır.