Çok kültürlü, renkli, canlı, ışıltılı, kozmopolit ve özgür kent Berlin, 1871’den bu yana Almanya’nın kalbi ve başkenti ...
Neşeli ve kaygısız görünen bu güzel kent, büyük yıkımlar ve acılar görmüş. Bir kent düşünün ki savaş ve bombardımanlarla harabeye dönmüş. Bir gün Soğuk Savaş’ın acımasız Berlin Duvarı ile ikiye bölünmüş şehir; bildik sokaklar, yüzler, mekanlar, dostlar diğer tarafta kalmış. Ancak yanan yıkılanlar, parçalananlar bir araya gelmiş, nihayetinde duvar yıkılıp şehir tekrar bir puzzle gibi tek parçaya dönüşmüş.
Berlind’de Mitte – Tarihi Şehir Merkezi – şehrin ruhunu size anlatıyor. Alexanderplatz’dan başlayan gezi, Brandenburg Kapısı’na doğru uzanırken Berlin’deki çok önemli noktaları gözlerinizle görmüş oluyorsunuz. Berlin Katedrali, şehrin merkezinde kıvrılarak akan Spree Nehri’nin kendisi ve kolunun çepeçevre sararak bir ada görünümü yarattığı alanda kurulu, beş muhteşem müzenin bulunduğu Müze adası Museumsinsel... Tarihi binasının üzerine inşa edilmiş pırıl pırıl parlayan modern, camdan şeffaf kubbesiyle Parlamento Binası Reichtag... 2711 beton sütunun yan yana gelmesi ile yaşanan acıların büyüklüğünü yüzünüze vuran Soykırım Anıtı Holocaust Memorial... Savaşın izlerini hala üzerinde taşıyan; hatırlansın diye restore edilmeyen eski Kaiser Wilhelm Kilisesi ve hemen yanıbaşında şehrin hikayesini anlatırcasına modern mimarisi ile şaşırtan yeni kilise...
Artık sanatçılara tuval olan veya bir graffiti nesnesi haline gelen Berlin Duvarı’nin izleri...
Renkli yaşam tarzının yarattığı neşe ile hüzün bir arada Berlin’de!