0850 303 9 777|Şubelerimiz
Fransa
Fransa

“Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” sloganının doğduğu ülke, Fransa. Dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip olan Fransa’nın gücü; eğitim, kültür, sanat, tarihle harmanlanmış çağdaş bir yaşam sürmesinden kaynaklanıyor. Yılda 82 milyon turist bu renkli ülkeyi ziyaret etmenin keyfini sürüyor.

Fransa’nın, özellikle de aşıklar şehri olarak bilinen Paris’in tüm zamanların en çok tercih edilen tatil ve gezi istikametlerinden biri olması tesadüf değil. Damak tadından, ekstrem sporlara, romantizmden modaya, renkli bir doğadan tarihe, sanata her konuda meraklısına zengin kapılarını açan ülke ...

Eyfel Kulesi, Seine Nehri kıyıları, Fransız şatoları, üzüm bağları, şirin köyler, dünyaca ünlü Akdeniz kentleri, Prieneler ve Alplerin muhteşem doğası, lavanta tarlaları, şarap ve şansonlar, Düşünen Adam Heykeli, Louvre Sarayı, Mona Lisa ...

Sayarken boğazınız kuruduysa bir Fransız Kafe’sinde mola zamanı!

Paris

Yeryüzünde hemen herkesin birkaç gün dahi olsa vakit geçirmeye can attığı, dünyanın en fantastik şehirlerinden birine hoşgeldiniz! Kuşkusuz Paris, her çağda güzel, ilham verici bir kent. Yalnızca sokaklarında dolaşmak, güzel cafelerinde oturup etrafı seyretmek bile yeter Paris’e aşık olmanız için.

Aşıklar Kenti diye anılan bu kent, önce görenlerini aşık eder kendisine. Paris’in ve Fransa’nın simgesi Eyfel Kulesi, Notre-Dame Katedrali, Paris’i ikiye bölen Seine Nehri ve her biri şehrin başka bir hikayesini anlatan köprüleri, Louvre Sarayı, Montmartre, Arc de Triomphe (Zafer Takı) ve Champs-Élysées. Bir çırpıda sayılabilecek pek çok güzel nokta, Paris’e ilk kez gelenler için sadece kısa bir liste... Kendini alamayıp defalarca gelenler içinse keşfedilecek daha pek çok müze, park, tarihi yapı, alışveriş alanı, gece kulübü, var. Paris yalnız şehir merkezi ile değil Versaillies (Versay Sarayı), Disneyland Eğlence Parkı, Chantilly gibi yakın çevresi ile son derece ilgi çekici ...
 

Daha fazla...

Bordeaux

Atlantik Okyanusu ile Fransa’nın üzüm ve şarap diyarı arasında, Garonne Nehri üzerindeki olağanüstü şehir Bordeaux (Bordo okunur) ... Bordeaux, muazzam şarabı ile özdeşleşmiş ve bir marka şehir olmuştur. Fransa’nın Nouvelle Aquitaine (Yeni Akitanya) bölgesinin başkentidir.

Tarihi yapıları, müze ve anıtları ile  UNESCO Dünya Mirası listesine kent kimliği ile katılmıştır. Borsa Meydanı ve Sarayı (Palais de Bourse)  ile hemen önünde yer alan dünyanın en büyük su aynası Miroir d’Eau (Miruar do okunur) şehirde ilk görülmesi gereken yerlerden... Burada pek çok yaz aktivitesine de tanık olmak mümkün.

Şehrin tarih kokan sokaklarında dolaştıktan sonra mutlaka civarda, örneğin St. Emilion’da, şarap tadım turlarına katılmalı. Ancak turlara katılmadan önce şehirde yapılması gereken bir şey var. Çağdaş mimarinin en gözalıcı eserlerinden biri olan Şarap Müzesi (La Cité du Vin) ziyareti ve Bordeaux’nun şarap üretimi ve ticareti macerasını sihirli bir atmosferde görerek öğrenmek...

Bordeaux damak tadına yalnızca nefis şarabıyla değil, leziz yemekleri ile de hitap ediyor.
 

Daha fazla...

Lyon

Fransa’nın güneydoğusunda, Rhône ve Saône ırmaklarının birleştiği noktada kurulu, Fransa’nın en büyük şehirlerinden biri ve Auvergne-Rhône-Alpes bölgesinin başkentidir. Şehrin geçmişi MS. 1. Yy’da Roma İmparatorluğu’na dayanır.

Bir Roma kolonisi olarak doğan bu kent, zaman içinde Fransa’nın üretim merkezlerinden biri halini alır. 16 yy’a dek bir basım merkezi, 17. yy’a dek Avrupa’da ipek üretiminin en önemli merkezlerinden biri olur. Şehrin gelişiminin öyküsünü, Lyon’un Gallo-Roman medeniyeti müzesinden basım müzesine çeşitli müzelerinde detayları ile görmek mümkündür.

Midesine düşkünlerin Lyon’un Fransa’nın gastronomi merkezi olduğunu bilmesinde yarar var. Bouchon adı verilen yerel restoranlar yeme-içme kültürü için Lyon’a gidenlerin yapılacaklar listesinde ilk sıralarda... Yeme içme demişken Lyon’un Beaujolais’si bir şarap üretim diyarı.

Bazı aylarda tatil planı yapmak adet olmamıştır ama Lyon’a gelecekseniz Aralık’ta geliniz. Lyon Işık Festivali’nin yapıldığı Aralık ayında şehir dört günlük bir renk, ışık cümbüşüne sahne olur. Duvarlar ve pencereler rengarenk cana gelir, masalsı bir dünyanın kapıları açılır.
 

Daha fazla...

Marsilya

Fransa’nın Akdeniz kıyısında, Fransız Rivierası’nın batısında yer alır, Marsilya. Provence-Alpes-Côte d'Azur olarak anılan Fransız bölgesinin başşehridir. Akdeniz’in en büyük liman kentlerinden biri olan bu şehir MÖ. 600’lerde Yunan kolonileri tarafından kurulur. Rivayete göre şehri usta denizciler olan Phokaialılar,  bugünkü Foça’dan hareketle teknelerle ulaşarak kurarlar. Modern bir metropol olan günümüzün Marsilya’sında, Le Panier civarı şehre antik yerleşimin olduğu yer olarak belirtilir. Yüzyıllardır şehrin denizle ilişkisini belirleyen Eski Liman, aynı zamanda en renkli köşelerinden biri. Köklü bir tarihe sahip olan kent, Fransız Devrimini savunmak üzere Paris’e doğru yola koyulan gönüllü Marsilyalıların, yolda söylediği marş, “La Marseillaise”, Fransa’nın milli marşı haline gelir.

2013 yılında Avrupa Kültür Başkenti olan şehir, sanat ve tarihseverleri mutlu edecek tarihi yapılar, müzeler ve sanat merkezlerine, yanı sıra Calanques Milli Parkı gibi olağanüstü bir doğal güzelliğe sahiptir.

Monte Kristo Kontu’nun hikayesini bilmeyen var mıdır? Alexander Dumas’ın bu harika kitabını okumayanlar mutlaka bir filmde tanımıştır bu kahramanı. Marsilya gezisine biraz gizem katmak isteyenler, Eski Liman’dan kalkan gemilerle kısa bir yolculuğun ardından  bir adada bulunan İf Şatosu’nu ziyaret edebilir. Monte Kristo Kontu’nun hikayesinde haksız bir şekilde gönderildiği hapishane işte buradadır.

Şehre gelenler Marsilya’nın bol kalorili ünlü balık çorbası Bouillabaisse’i (buyyabes okunur.) de mutlaka tatmalı!

Daha fazla...

Nice

Fransa’nın güney kıyılarında, Fransız Rivierası olarak anılan bölgede yer alan, pırıl pırıl bir Akdeniz kenti ve bir turizm cennetidir, Nice. Nice’in Cannes, Saint Tropes, Antibes, Monaco ve Menton’la beraber yer aldığı bu güzel kıyılar, mavi kıyılar anlamında, Côte d’Azur olarak da anılır.

Nice’i keşfetmeye; İtalyan sokaklarını andıran dar sokakları, sokak pazarları, özellikle de rengarenk çiçek pazarı, restoranları, pub ve klüpleri ile Eski Nice’ten başlayanlar asla hayal kırıklığına uğramayacaklar.

Sahilde, 19. yy’da Nice’i mesken tutan İngilizlerin yaptırdığı, kilometrelerce uzanan İngiliz Kaldırımı (Promenade des Anglais) Nice denince kuşkusuz akla ilk gelen manzaralardan birini oluşturuyor. Yürüyüş yolunun hemen altında Nice’in çakıllı plajları ve yol üzerinde paten kayanlardan yürüyüş yapanlara manzaranın ve şehrin tadını çıkaranlar! Şehrin iki büyük casinosu da bu civarda yer alıyor.

Bu şehir aynı zamanda bir sanat şehri. Matisse ve Chagall gibi modern resim sanatının büyük ustalarının eserlerini burada görmek mümkün. Başta Chagall müzesi olmak üzere şehir müzeleri sanatseverleri çok mutlu edecektir. Nice, New Orleans gibi bir jaza gönül vermiş bir kent. Her yıl temmuz ayında düzenlenen Jaz Festivali dünyadaki ilk Jaz Festivali olma niteliğine sahip. Şubat ayında yapılan Nice Karnavalı ise tam bir görsel şölen. Karnaval sırasında gerçekleştirilen ünlü Çiçek Savaşı için binlerce çiçek kullanılıyor.

Nice’te spordan sanata, mimariden eğlenceye her türlü ilgi alanı için daha nice zenginlik var!
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock Versay Sarayı Önünde Dalgalanan Fransız Bayrağı

Coğrafi ve Siyasi Bilgi

Kıta Avrupa’sında ana toprakları; Atlas Okyanusu’nda Saint Martin, Guadeloupe, Martinique, Saint-Barthélemy, Saint Pierre, Miquelon  adaları; Güney Amerika’da Fransız Guyanası, Hint Okyanusu’nda Reunion, Mayotte adaları, Fransız Antartikası; Pasifik Okyanusu’nda Fransız Polinezyası, New Caledonia, Wallis, Futuna ve Akdeniz’de Korsika Adası’ndan oluşan denizaşırı illeri bulunan Fransa; dünyanın en gelişmiş birkaç ülkesinden biridir.

Avrupa’daki toprakları harita üzerinde bir altıgeni andırır ve bu şeklin yarattığı doğal bir avantajla aynı zamanda Akdeniz, Manş Denizi, Kuzey Denizi ve Atlas Okyanusu’na kıyısı bulunur. Manş Denizi’nin altından geçen bir tünel Fransa’yı kuzeyindeki ada devleti İngiltere’ye karayoluyla bağlar.

Almanya ile beraber Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden biri olan Fransa’nın yönetim biçimi cumhuriyettir ve yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Ülkenin başkenti Paris’tir.
 

Kaynak : Shutterstock Fransa Özgürlük Eşitlik Kardeşlik Mottosu
Kaynak : Shutterstock Napoleon Bonaparte Heykeli

Tarihi Bilgi

Bugünkü Fransa’nın tarih sahnesinde göründüğü yer olan Antik Galya’da Kelt halkı hüküm sürmekteydi. Galya, Roma İmparatorluğu’nun egemenlik alanına girdi. Zamanla Ren’in doğusundan gelen ve tarih içinde hristiyanlığı benimseyen bir Germen boyu olan Frankların yönetimine giren çağdaş Fransa’nın tarihte ortaya çıkışı 843 Verdun Antlaşması ile Karolenj İmparatorluğu’nun üçe bölünmesine dayanır.

Orleans-Paris ekseninde, yeni Fransa’nın temellerini atan Hugh Capet’in Fransa kralı olarak taç giymesi ile yeni bir dönem başlar. Valois ve Bourbon hanedanları ile devam eden monarşi, “güneş kral” XIV. Louis döneminde gücünün zirvesine ulaştı. Fransa, 18. YY’da denizaşırı topraklarda pek çok koloni kurdu.

1789 Fransız İhtilali sadece Fransa tarihinde değil, Dünya tarihinde de bir dönüm noktasıdır. Ardından kendini imparator ilan eden Napolyon dönemi, fetihleri ve 1815’te Waterloo’da İngiliz Lordu Dük Wellington’a yenilgisi gelir. III. Napolyon yönetiminden sonra III. Cumhuriyet dönemi kuruldu.

Yakın dönemde I. ve II. Dünya Savaşları’nda Alman işgaline uğrayan, savaşlardan galip tarafta ancak maddi manevi pek çok kayıpla çıkan Fransa, bu dönemi takip eden sömürgelerindeki bağımsızlık savaşları ile sarsılmış; 40’larda Çinhindi Savaşı’nı, 60’lara doğru Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nı yapmış ve bu savaşı, efsanevi lideri Charles de Gaulle döneminde sonlandırmıştır. Barış antlaşması imzalayarak Cezayir’in bağımsızlığını kabul etmiştir.

Birbiriyle defalarca karşı karşıya gelen Fransa ve Almanya birlikte Avrupa Birliği’nin temellerini atar.
 

Kaynak : Shutterstock Louvre Müzesi
Kaynak : Shutterstock Paris Victor Hugo Anıtı
Kaynak : Shutterstock Auch Gaskonya'da D'Artagnan Heykeli

Kültür/Sanat/Mimari

Bugün İngilizcenin dünyada yaygın kullanımına benzer şekilde Fransızca, kolonileşme süreci ile Kanada’dan Hint Okyanusu’na dünyanın pek çok farklı noktasına ulaşmış ve Fransız kültürünün taşınmasına hizmet etmiştir.

Fransız Devrimi’nin 100. Yılı için 1889’da inşa edilen, Fransa’nın tartışmasız mimari simgesi Eyfel Kulesi, içinde bulunan değerli koleksiyonları hakkıyla gezebilmek için günlerinizi harcamanız gereken Louvre Sarayı, Victor Hugo’nun aynı adla anılan romanına konu olmuş Notre-Dame Katedrali, Napolyon Savaşları anısına inşa edilmiş ve biri ünlü Champs-Élysées (Şanzelize okunur) Caddesi olmak üzere altı yolun kesişimi üzerinde bulunan Zafer Takı, Paris’in ve Fransa’nın en önemli mimari eserlerinden bazılarıdır.

Fransa, sanat alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Voltaire, Victor Hugo, Emile Zola, Albert Camus, Jean-Paul Sartre, Jules Verne, Gustave Flaubert, Stendhal, Michel Zevaco, André Gide gibi satırlarıyla pek çok insanın hayatına etki etmiş, dünya çapında edebiyatçılar;  Maurice Ravel, Claude Debussy, Camille Saint-Saens, Erik Satie, Georges Bizet, Hector Berlioz gibi müzikleri çağlar boyunca eskimeden yaşayacak klasik müzik bestecileri; Camille Pissaro, Claude Monet, Paul Cézanne , Édouard Manet, Henri de Toulouse-Lautrec, Pierre Auguste Renoir gibi resim sanatına ilgi duymayanların dahi gördüklerinde bir yerlerde daha önce rastladıklarına emin oldukları, olağanüstü renk, biçim ve desenlerde resimler yapmış ressamlar yetiştirmiştir.

Fransız sineması entellektüel düzeyde diyaloglarıyla sinemada aksiyon değil derinlik arayan sinema tutkunları için vazgeçilmezdir. Catherine Deneuve, Alain Delon, Jean Reno, Gérard Depardieu, Brigitte Bardot, Juliette Binoche, Vincent Cassel gibi Hollywood yıldızları kadar şöhretli film yıldızları yetiştirmiştir. Cannes Film Festivali en önemli film festivallerinden biridir ve dünya çapında ilgi görür. Altın Palmiyeler en prestijli sinema ödüllerinden biridir.

Fransa’nın canlı, üretken kültür ve sanat hayatı, güncel etkinlikleri takip etmek isteyenler için zengin içeriklere sahip alternatiflerle yüklüdür.
 

Kaynak : Shutterstock Fransa'da Sevilen Spor - Tenis
Kaynak : Shutterstock Tour de France Yarışçıları

Spor

Fransa her yıl çok önemli iki spor olayına ev sahipliği yapar. Bunlardan ilki; Grand Slam olarak adlandırılan dünyanın en önemli dört tenis turnuvasından biri, bir Fransız pilotunun adını taşıyan Roland Garros veya Fransa Açık Tenis Turnuvasıdır. Turnuva mayıs sonu – haziran başındaki iki haftalık dönemde gerçekleştirilir.

Dünyaca ünlü diğer önemli spor olayı, her yıl Fransa’ya dünyanın en iyi bisiklet sürücülerini çeken; en prestijli ve en zor bisiklet yarışı, Fransa Bisiklet Turu (Tour de France) dur. Fransa rotası ile beraber bazı etaplarda komşu ülkelerden de geçen bisiklet yarışçıları, adrenalini yüksek rekabet dolu ortamda ter dökerek bitiş çizgisini görmeye çalışır. Yarış her yıl temmuz ayında gerçekleştirilir.

Fransa’da en popüler sporlardan biri futbol, diğeri ragbidir. Takım oyunlarının yanısıra pek çok doğa sporu, alternatif spor yaygın olarak yapılır. Alp Dağları ve Pireneler pek çok farklı kayak merkezi ile Fransa’da kış ve kayak turizmine hizmet eder.

Fransa’nın başkenti Paris, Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından dünyanın en önemli spor organizasyonu olan olimpiyatlara 2024 yılında ev sahipliği yapmak üzere seçilmiştir.
 
 

Kaynak : Shutterstock Camembert ve Diğer Peynir Tipleri
Kaynak : Shutterstock Fransız Baget Ekmeği

Mutfak

Tarihi kökleri 16. YY’a dek uzanan zengin Fransız mutfağı, 1833’de ölene dek Avrupa kraliyet ailelerine servis veren Marie-Antoine Câreme ve “şeflerin kralı ve kralların şefi” ünvanıyla anılan, 1935’te ölen Auguste Escoffier gibi büyük şeflerin ellerinde yükselerek dünyada hakedilmiş bir şöhrete sahip olmuştur.

Fransız mutfağının en dikkat çekici unsurlarından biri peynirdir. Ülkede dünyaca ünlü küflü peynir Rokfor ve yanısıra Camembert, Brie, Comte peynirleri başta olmak üzere binlerce farklı türde peynir üretilmektedir. Ana yemek sonrası, tatlıdan önce veya sonra peynir servisi yapılır. Peynir, aynı zamanda şarabın yanında olmazsa olmaz bir tattır.

Fransız şaraplarının ünü dünyayı sarmıştır. Fransa’da ünlü Chardonnay (Şardone okunur) ve Cabernet Sauvignon (Kaberne Sovinyon okunur) şaraplarından başka yüzlerce farklı şarap türü, ülkenin pek çok farklı köşesinde; Champagne, Alsace, Burgundy, Beaujolais, Bordeaux, Rhône Valley, Provence, Languedoc-Roussillon bağlarında üretilir.

Fransa’nın ulusal kimliği ile özdeşleşen baget ekmeği, bir çeşit açma olan nefis kruvasanı, kaz ciğeri, trüf mantarı, özel pişmiş kırmızı etleri, deniz ürünleri Fransız mutfağının diğer lezzetlerinden sadece bazılarıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Moda Şovu
Kaynak : Shutterstock Paris'te bir Butik

Moda

Her ne kadar bugün, Londra, New York, Milano ve Tokyo gibi dünyanın önemli kentleri modayı yönlendiren birer merkez haline gelse de moda deyince akla hala Fransa geliyor. Paris, klişe deyimle, dünyanın moda başkenti kabul ediliyor. Fransa’nın dünyaca ünlü modacılarının sabırla ve büyük bir özenle biriktirdiği bu moda mirası, bu algının sürekliliğinin temel nedenidir. Fransa’nın yetiştirdiği büyük modacıların sadece birkaçının adının bulunduğu listeye bakan kişinin gözlerinin kamaşmaması mümkün değil:
Coco Chanel, Paul Poiret, Hubert de Gyvenchy, Louis Vuitton, Jean Paul Gaultier, Yves-Saint Laurent, Christian Dior, Pierre Cardin, Christian Louboutin, Christian Lacroix, Ted Lapidus ...

Her biri birer büyük başarı hikayesi olan bu isimlerin aynı zamanda Hollywood yıldızlarını, dünya jet sosyetesini ve kraliyet ailelerini giydirdiği bilinir.

1945’lerden bu yana süren Paris Moda Haftası, dünyaca ünlü ‘haute couture’ firmalarının defilelerine ev sahipliği yapar ve dünyanın en önemli moda olaylarından biridir.

Paris, aynı zamanda bugün dünyanın büyük mücevher firmalarına ev sahipliği yapan Place Vendôme’un yapılmasını emreden Kral XIV. Louise’nin temelini attığı yolda ilerleyerek lüksün başkenti olarak da anılır olmuştur.
 

Eğlence

Fransa eğlenceyi sevenler için bol seçenek sunar. Paris Disneyland, çocukları ile birlikte mutlu ve eğlenceli vakit geçirmeyi arzu eden büyüklere bunu sağlamakla kalmaz, onları yeniden mutlu çocukluk günlerine döndürür; bir kez daha çocuk gibi ve çocukça vakit geçirmenin doyulmaz zevkini yaşatır. 

Gece yaşamını sevenler için Paris’te, ünlü ressam Touluse-Lautrec’in resimleri ile hafızlara kazınan Kankan dansının mekanı Moulin Rouge, Champs-Élysées üzerindeki ünlü kabere Lido, Chez Raspoutine, Crazy Horse gibi  dünyaca ünlü eğlence mekanları bulunur. Avrupa’nın en renkli gece yaşamına sahip ülkelerinden biri olan Fransa’nın hemen her şehrinde barlar, publar, klüp ve restoranlar eğlence seven gece kuşlarına hizmet verir.         

Fransa aynı zamanda festivaller ülkesidir. Saint-Malo Rock Festivali, Sète Jaz Festivali, Lyon Dans Festivali bu festivallerden sadece bazılarıdır.
 

Limon Bayramı (Fête du Citron)
Her yıl Fransız Rivierası’nın kıyı kenti Menton’da şubat ayında yapılan bayram için sayısız limon dev figürlere dönüştürülüyor. İnsanın ömrü boyunca pek az görebileceği bir manzara ziyaretçilerini bekliyor.
 

Nice Karnavalı
Her yıl şubat ayında Nice'te düzenlenir. 1294’ten bu yana düzenlenen dünyaca ünlü karnaval renkli görüntülere sahne olur.
 

Jeanne D’Arc (Jan Dark) Bayramı
Nisan ayında Orléans kentinde düzenlenir. Efsanevi Fransız kadın savaşçı ve kahraman Jan Dark’ın Orléans şehrini 1429’da İngiliz kuşatmacılardan kurtarması anısına düzenlenen festival çeşitli gösterilere, kostümlü geçit törenlerine, dini ve askeri geçit törenlerine sahne olur.
 

Cannes (Kan) Film Festivali
Avrupa’da yer alan en önemli sinema olaylarından biridir Cannes Filme Festivali. Her yıl Mayıs ayında gerçekleştirilen festivalde Dünya sinemasının seçkin isimleri yer bulur.
 

Paris Caz Festivali
Haziran ve Temmuz ayları, Paris Parc Floral’de düzenlenen Caz konserlerine sahne olur. Yaz, müzikle daha bir güzel geçer.
 

Dünya Müzik Günü (Fête de la Musique)
Her yıl, 21 Haziran’da gerçekleştirilen, her türden müzisyenin Fransız sokaklarını müzikle doldurduğu neşe dolu gün, Fransa çapında kutlanır. İlk kez 1982 yılında kutlanmaya başlanan bu festival kısa sürede dünya çapında yaygınlaşmış, seksenbeş ülkede kutlanır olmuştur.
 

Nice Caz Festivali
Temmuz ayını renklendiren, 1948’den bu yana gerçekleştirilen festival, tarihte yeryüzünde yapılan ilk Caz festivali olma ünvanına sahip. Dünyada Caz müziği yaygın olarak Amerika’ya maledildiği için ilginç bir özellik. İlkinde Louis Amstrong, Stephane Grapelli, Django Reinhardt, Yves Montand gibi büyük isimlerin yer aldığı bu festival, bazen programlarına ara vermişse de tekrarlanarak günümüze kadar ulaşmış ve Caz müziğinin önemli isimlerini ağırlamaya devam ediyor.