Edinburgh, İskoçya’nın yüzlerce yıllık başkenti, Birleşik Krallık içinde en fazla ziyaret edilen şehirlerden biri, bir masal kent...
Kent her köşesi ile size hikayesini anlatır. Yemyeşil bahçeler, sivri kuleleri göğü delen görkemli binalar, taş döşeli romantik sokaklar, her biri bir kitabın resimli sayfaları gibi görünür. İşte bu masalsı niteliğinden midir bilinmez; bu kent pek çok edebiyatçıya ya yuva, ya ilham kaynağı olmuştur. Sherlock Holmes’un yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle, Doktor Jeykll ve Mister Hyde’ın yaratıcısı Robert Louise Stevenson, Harry Potter’a hayat veren JK Rowling, Peter Pan’in yazarı JM Barrie, bu şehre yolu düşmüş ve bize unutulmaz hikayeler anlatmış isimlerden birkaçıdır. 2004’te UNESCO tarafından ilk Edebiyat Şehri olduysa Edinburgh, sonuna kadar bu ünvanı hakederek olmuştur.
Bu kent sadece edebiyatın değil, eğitimin, sanatın ve bilimin, felsefenin alabildiğine geliştiği; bu niteliği ile “Kuzeyin Atinası” olarak anılan kenttir.
Görkemli görünüşü ve manzarası ile Edinburgh Kalesi, Calton Tepesi, Edinburgh Kraliyet Sarayı Holyroodhouse, Prens Caddesi Bahçeleri ve Scott Anıtı, Ulusal Müze, Victoria Caddesi, kentin pek çok görmeye değer noktasından oluşan kısa bir liste...
Kilt adı verilen özel etekleriyle gayda çalan güleryüzlü İskoçlar ve İskoçya’nın ulusal içeceği Skoç Viski...
Artık ne zaman gayda sesi duysanız, rüzgâr kulağınıza çok uzaklardan, Edinburgh’a yüksekten bakan bir tepeden bir selam fısıldıyor zannedeceksiniz!