0850 303 9 777|Şubelerimiz
Danimarka
Danimarka



Danimarka, sade, temiz, düzenli, rahat ve huzurlu bir İskandinav ülkesi. Üstüne üstlük doğal, tarihsel ve modern dünyanın pek çok zenginliğini bünyesinde barındırıyor ama her şeyi bir kenara bırakın; Danimarka, mutlu insanların ülkesi...
 
Bu mutlu insanların arasına karışmak, zengin kültürlerini ve güzel ülkelerini tanımak ve hayatın bir parçası olmak için, Vikinglerin keşifçi ruhuna bürünün ve bu tarihi Viking ülkesini tanımaya hazırlanın!
Kaynak : Shutterstock

Kopenhag

Başkent Kopenhag, Danimarka’yı oluşturan adalardan Zealand  ve güneyindeki Amager Adası üzerinde kuruludur. Bu iki adanın doğusunda, İsveç ile aralarında Øresund Boğazı bulunur. Bir mimari harikası olan Øresund Köprüsü ve Geçidi ile iki ülke, Danimarka’da Kopenhag ve İsveç’te Malmö arasında demiryolu ve karayolu hattıyla birbirine bağlanır.
 
1445 yılında Danimarka’nın başkenti olan Kopenhag’ın geçmişi, 10. yy başlarında aynı yerde kurulan küçük bir Viking kasabasına dayanır. Güzel ve düzenli bir Avrupa başkenti olan Kopenhag, her yönüyle dünyanın dört bir  köşesinden gelen ziyaretçiyi memnun edecek bir potansiyele sahiptir.
 
Kopenhag denince akla ilk gelenler şehir merkezinde, birbirine kısa mesafeler içinde yer alıyor. Bunların başında kuşkusuz renkli binaları, hayatın tadını çıkaran kalabalıkları, kafe ve restoranları ile Kopenhag’ın buluşma noktası Nyhavn kanalı geliyor. Buradan tekne turlarına çıkmak da mümkün. Şehrin adıyla bütünleşmiş ve gidenlerin görmeden yapamayacağı şeylerden biri Hans Christian Andersen’ın masalından etkilenerek 1913 yılında yapılmış olan bronz Deniz Kızı heykelidir. Küçük deniz kızı oradan hala hüzünle insanların dünyasına bakıyor, bir kayanın üzerinde... Bir de saymadan asla geçilemeyecek Tivoli Bahçeleri vardır. Genç, yaşlı herkesin seveceği bir şeyler bulacağı Tivoli, ilk olarak 1843’de kurulmuş dünyanın en eski ve en ünlü eğlence parklarından biri.
 
Tycho Brahe Planeteryumu, Siyah Elmas adı verilen Kraliyet Kütüphanesi, Opera Binası gibi modern ve yalın bir mimarinin Kastellet, Rosenborg, Amelienborg, Frederiksberg gibi kraliyet yapılarıyla buluştuğu bu tarihi şehir, stresten ve kaostan uzak, sakin ve ferah bir atmosfere sahip.
 
Bisikletin ulaşımında önemli bir yere sahip olduğu bir şehir Kopenhag.  Şehir bir liman ve deniz kenti olmakla kalmıyor; doğa dostu yaşamıyla, yemyeşil parklarıyla da mutluluk veriyor.
 
İskandinavya’nın en güzel kentlerinden Kopenhag, bir kez görenin tekrar tekrar görmek isteyeceği şehirlerden biri.
Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Aarhus

Danimarka’nın en büyük ikinci şehri olan Aarhus, Jutland Yarımadası’nın doğusunda bir liman kenti.
 
Aarhus’un bir Viking yerleşim yeri olarak kurulduğuna dair bulgular varsa da geçmişi tam olarak aydınlatılamamış ama Sanayi Devrimi ile Danimarka’da ve özellikle de Jutland Yarımadası’nda bir liman ve ulaşım noktası olarak önemli bir yere sahip olmuş.
 
Aarhus’da eski ve geleneksel Danimarka yapılarının yer aldığı Den Gamle By Açık Hava Müzesi, Danimarka’nın en önemli müzelerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu müze bir çeşit zaman yolculuğu deneyimi yaşatıyor, ziyaretçilerine... Den Gamle By (Eski Şehir) Danimarka’nın hemen her yerinden 75 tarihi binanın buraya taşınması ile oluşturulmuş. Ayrıca farklı temalarda müzeleri ve alışveriş ila eğlence amaçlı mekanlarıyla bir yaşayan tarih alanı.
 
Üzerini kaplayan yeşil çimenlerde gezinebileceğiniz modern Moesgaard Müzesi gibi çatısı gökkuşağına benzer camdan bir hare, şehir panaroması manzaralı cam yürüme yolu ile çevrilmiş AroS - Aarhus Kunstmuseum da içindeki koleksiyonlar kadar ilgi çekici bir mimari estetiğe sahip.
 
Aarhus’un mimari zenginliği bundan ibaret değil. Limanda yer alan, çarpıcı görünümüyle, İskandinavya’nın en büyük kütüphanelerinden Dokk1 Kütüphanesi ve Danimarka’nın ikonik tasarımlarından biri kabul edilen Isbjerget (Aysberg) Konutları gidenlerin gözlerini alamayacağı yapılar.
 
2017 Avrupa Kültür Başkenti ve aynı zamanda Avrupa Gastronomi Bölgesi olarak turizm potansiyeli tescillenen Aarhus, Kopenhag’dan sonra Danimarka’nın yükselen yıldızı ...
 
Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Odense

Orada bir ev var uzakta... Küçük bir ev, mütevazi... Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yani masal dilinde çok zaman önce, küçük bir çocuk yaşardı bu evde. Hans Christian Andersen’di adı. Burası Danimarka’nın Odense şehri. Bütün dünya dillerinde, hemen her çocuğun hayallerini zenginleştiren büyülü “Andersen’den Masallar”ın sahibi, bu küçük evde geçirmişti, çocukluk günlerinin bir bölümünü... Burada, doğduğu şehrin her köşesinde onu anımsatan bir şeyler var sanki. Şehirde onu ve masallarını dair pek çok detay ve masal kahramanlarının heykelleri göze çarpıyor.
 
Odense, Jutland Yarımadası ile Zealand arasında, Danimarka’nın en büyük adalarından Funen (Fyn) Adası üzerinde; Odense Nehri’nin, aynı adlı fiyorda döküldüğü yerde kurulu, kültürel anlamda zengin bir şehir.  Odense ismini, İskandinav mitolojisinin başta gelen tanrılarından Odin’den almış. Odense Kanalı’nın yapımı ve liman inşası ile 19. yy’ın başlarından itibaren Danimarka’nın önde gelen şehirlerinden biri haline gelmiş.  
 
Şehrin ilginç noktalarından biri de katledildikten sonra azizlik mertebesine yükseltilmiş Danimarka Kralı IV. Canute (Knut veya Knud) için inşa edilmiş ve talihsiz kralın kemiklerini bulunduran Saint Canute Katedrali... Rivayete göre ölümünden sonra Canute’un mezarında mucizevi iyileşmeler gerçekleşir. Körler, sağırlar şifa bulur vs. Mucizeli veya değil; 1300’lerden kalma Gotik katedral, Danimarka’nın en güzel katedrallerinden...  
 
Odense’de Hans Christian Andersen müzesi, Odense Hayvanat Bahçesi, Den Fynske Landsby Açık Hava Müzesi, Egeskov Şatosu gezilecek yerlerin kısa bir listesi ama Odense bundan çok daha fazlasını vadediyor.
 
Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock Christiansborg Şatosu Kulesi'nde Danimarka Bayrakları
Kaynak : Shutterstock Jutland Limfjord'da Vahşi Yaşam

Coğrafi ve Siyasi Bilgi

Danimarka topraklarının büyük bir bölümü Avrupa ana karasında Almanya’nın kuzeyinden İskandinavya’ya doğru uzanan Jutland (Jylland) Yarımadası üzerinde bulunur. Tek karasal sınırı Almanya’yladır.  Danimarka, kuzey ve doğusunda yer alan Norveç, İsveç ve Finlandiya ile beraber İskandinavya olarak anılan coğrafi bölgenin bir parçasıdır. Kuzey Kutbu’nda yer alan Grönland ve Kuzey Atlantik’de bulunan Faroe Adaları da Danimarka’ya aittir ve özerk yönetime sahiptir.
 
Danimarka’yı oluşturan adalar topluluğu, ülkenin batısındaki Kuzey Denizi’ni doğuda yer alan Baltık Denizi’nden ayıran bir geçit görünümündedir. Danimarka Adaları arasında kalan Danimarka Boğazları, Baltık Denizi’ni Kattegat ve Skagerrak denizleri yoluyla Kuzey Buz Denizi ve Atlantik Okyanusu’na bağlar.
 
Başkent Kopenhag, Danimarka’yı oluşturan irili ufaklı yüzlerce adadan en büyüğü olan Zealand üzerindedir. Kopenhag yakınlarında yer alan Oresund Geçidi ile Danimarka toprakları, Malmö şehrine ve İsveç topraklarına bağlanır. Danimarka’nın  İskandinavya’da yer alan adaları içinde, Limfjord (Lim Fiyordu) ile Jutland’dan ayrılan Kuzey Jutland Adası (Vendsyssel-Thy) ikinci büyük adadır. Lolland, Funen (Fyn), Falster, Baltık Denizi’nde yer alan Bornholm diğer büyük adalardır. Jutland Yarımadası’nda, Randers Fiyordu’na dökülen Gudenå, ülkenin en uzun nehridir.
 
Danimarka, parlementer demokrasi ve anayasal monarşi ile yönetilir. Danimarka Kraliyet Ailesi Glücksburg Hanedanı’na mensuptur.
 
Danimarka bir Avrupa Birliği üyesi, Schengen Bölgesi ülkesidir. Başkenti Kopenhag olan ülkenin para birimi Danimarka Kronu’dur.

Kaynak : Shutterstock Jelling Taşları - Runik Yazıtlar
Kaynak : Shutterstock Oslo'da Kral IV. Christian Heykeli
Kaynak : Shutterstock 18. yy'a Ait Danimarka Haritası
Kaynak : Shutterstock Kral IX. Christian - Avrupa'nın Büyükbabası

Tarihi Bilgi

Danimarka prehistorik çağlardan bu yana on binlerce yıldır bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Uzun dönemler boyunca Danimarka tarihini, Zealand gibi doğu adalarında yaşayan yerli kavimler ile Jutland ve çevre adalarda varlığını sürdüren Jut kavimleri oluşturur.
 
9. yüzyıldan itibaren Danimarka tarihinin önceki dönemlere göre daha fazla bilgi sahibi olunan bir bölümü sahne alır. Danimarka’da Viking dönemidir, bu. Vikingler, Norveç, İsveç, Danimarka ve 10. yy’dan itibaren İzlanda’da yaşayan savaşçı ve denizci topluluklardır. Norveç’li şef Hardegon’un Jutland’ı ele geçirmesi ile başlayan süreçte, oğlu Yaşlı Gorm döneminde, 10. yy. başlarında ülkede birlik tesis edilir. Gorm’un oğlu, “Mavi Diş” I. Harald, Danimarka topraklarında hristiyanlığın kabulunü sağlar. Günümüzün Danimarka monarşisinin köklerinin Gorm’a dek, bin yıllık bir geçmişe uzandığı söylenmektedir.
 
1387 yılında Danimarka tahtına oturan Kraliçe Margrethe, Danimarka’nın liderliğinde İsveç, Norveç ve Finlandiya ile beraber Kalmar Birliği’ni meydana getirir. Böylece İskandinav ülkeleri tek bir monarkın idaresi altında bir araya gelmiştir. Ancak bu İskandinavya’ya huzur getirmez. Özellikle yaşanan pek çok sorunun nihayetinde 1523’de isyan eden İsveç, Kral Gustav Vasa liderliğinde ayrı bir devlet haline gelir. Ancak Danimarka’nın İsveç üzerinde hakimiyet kurma çabalarının sonu gelmez. 1611-1613 Kalmar Savaşı bu amaçla yapılmışsa da arzu edilen sonuca ulaşılamamıştır.
 
Protestan reformu ile beraber Danimarka, 1536 yılında Lutheran mezhebini benimser. Reformun ardından Avrupa’da yaşanan pek çok mezhep kaynaklı veya mezhep farkı kıvılcımı ile ateşlenen çatışmadan en yıkıcı olanlarından Otuz Yıl Savaşları’na Danimarka, Kral IV. Christian liderliğinde girer. Yarım asırdan fazla süren hakimiyeti boyunca tarihe damgasını vuran IV. Christian, ülkenin en etkili krallarından biri olarak tanınır. Norveç’in başkenti Oslo’yu Christiania adıyla kuran kişi de IV. Christian’dır.
 
Danimarka’nın deniz gücünün yükselişi, İngiltere için bir sorun teşkil etmeye başlar ve İngiltere 1801’de Danimarka donanmasını Kopenhag Limanı’nda yok ederken; 1807’de Kopenhag şehrini topa tutarak büyük can ve mal kaybına uğratır. 1814 yılında Norveç toprakları Kiel Antlaşması ile Danimarka’dan ayrılarak İsveç egemenliğine geçer. Napolyon Savaşları ekonomik olarak da Danimarka’da yıkıcı bir etki yaratmıştır.
 
19. yy başlarında yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen; 1848’den itibaren mutlakiyetten ayrılarak anayasal monarşiye geçen Danimarka, ekonomik, kültürel ve endüstriyel anlamda ivme kazanmış bir gelişim içine girer. 20. yy. başlarına dek tahtta kalan Kral IX. Christian, Avrupa kraliyet aileleri ile kurulan evlilik bağlarıyla Avrupa’nın Büyükbabası haline gelir. Kızı Alexandra, VII. Edward ile evlenerek İngiltere Kraliçesi olurken; bir diğer kızı Dagmar, Çar III. Alexander ile evelenerek Rus Çariçesi haline gelir. Oğlu George ise 1863’de Yunanistan Kralı ilan edilir.
 
Danimarka, Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmayı başarır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında, 1940-1945 arasında Alman işgaline uğrar. Ancak aynı zamanda Almanya’ya karşı bir direniş örgütlenmesi de oluşur. 1944’de Danimarka’ya bağlı İzlanda bağımsız hale gelir.

1949’da kurucu üyelerden biri olarak NATO’nun içinde yer alır. 1973’den itibaren Avrupa Ekonomik Topluluğu ve 1993’den itibaren Avrupa Birliği üyesi olur ama Avrupa Birliği para birimi olan Euro’yu benimsemez ve referandumla reddeder.
 

Kaynak : Shutterstock H.C. Andersen Anıtı - Rosenborg
Kaynak : Shutterstock Danimarka Parasında Karen Blixen Portresi
Kaynak : Shutterstock 8 Tallet - Orestad

Kültür/Sanat/Mimari

Danimarka nüfus ve yüzölçümü bakımından Avrupa’nın büyük ülkelerinden biri olmamakla beraber, dünya bilgi, kültür ve sanatına büyük katkılarda bulunmuş; çok değerli isimler yetiştirmiş bir ülkedir. Bu isimlerden ilk akla gelenler felsefe alanında Søren Kierkegaard ve edebiyat alanında masallarını hemen her ülkeden dünya çocuklarının yakından tanıdığı Hans Christian Andersen; bilim dünyasının büyük isimleri Astronom Tycho Brahe, elektromanyetik teorinin fikir babalarından biri olan Hans Christian Ørsted, kuantum fiziğinin büyük ismi Niels Bohr olarak bir çırpıda sıralanabilir.
 
“Çirkin Ördek Yavrusu”, “Kibritçi Kız”, “Küçük Deniz Kızı”, “Prenses ve Bezelye Tanesi”, “İmparatorun Yeni Giysileri” gibi pek çok masalı hemen herkesin zihninde yer etmiş büyük masalcı Hans Christian Andersen, 1805 yılında Danimarka’nın Odense kentinde doğmuş ve 1875’de hayatını kaybetmiştir. Yalnız Danimarka’nın değil, bütün dünyanın en tanınmış edebiyat figürlerinden biridir. Danimarka’nın bir başka ünlü edebiyatçısı Karen Blixen’dir. Başrollerini Meryl Streep ve Robert Redford’un paylaştığı, Benim Afrikam (Out of Africa) adıyla sinemaya aktarılan aynı adlı romanıyla gerçek yaşam öyküsünden kesitler yansıtan Blixen, Isak Dinesen takma adıyla da bilinir. Yine Blixen’in öyküsünden uyarlanan ve Türkçeye Babette’in Şöleni (Babette’s Gæstebud) olarak çevrilen sinema filmi, En İyi Yabancı Film Dalında Oscar kazanmıştır. 
 
1865-1931 yılları arasında yaşamış klasik müzik kompozitörü Carl Nielsen, Danimarka’nın en önemli müzik adamlarından biriyken; 1844 yılında yaşama veda eden İzlanda kökenli Bertel Thorvaldsen büyük heykeltraşlar arasına adını yazdırmayı başarmış bir sanatçıdır. Danimarka’nın yetiştirdiği en büyük sinemacılardan biri yönetmen Carl Dreyer ve bir diğeri de günümüzün yüksek gişe hasılatlı filmlerine de imza atan sıra dışı yönetmen Lars von Trier’dir. Aktör olarak en tanınmış Danimarkalı simalardan biri Game of Thrones dizisinde Jamie Lannister karakterini canlandırmış olan Nikolaj Coster-Waldau’dur.
 
Gümüş işçiliği ve gümüş ürün tasarımında George Jensen; porselen üretiminde Royal Copenhagen, Bing ve Grøndahl; cam ürün tasarımında Holmegaard ve mobilya tasarımında Arne Jacobsen, Piet Hein gibi tasarımcılarla çalışmış Fritz Hansen, ünü ülke sınırlarını aşan Danimarka markalarıdır.
 
Dünyanın ikonik binalarından Sydney Opera Binası’nın mimarı ve tasarımcısı bir Danimarkalı mimar, Jørn Utzon’dur. Utzon’un da takip ettiği, yalınlık ve işlevsellik ile kendini gösteren 20. yüzyıl Danimarka tasarım stili Henning Larsen, Bjarke Ingel gibi mimarların; Arne Jacobsen, Børge Mogensen, Hans Wegner, Poul Kjærholm gibi mobilya tasarımcılarının ürünlerinde ifadesini bulur.
 
Şatolar ve kiliselerinin yanı sıra Danimarka’nın modern stilde, birer sanat eseri görünümünde ikonik binalarından bazıları ise şöyle sıralanabilir: Kopenhag’da BLOX, Opera Evi, Kraliyet Kütüphanesi – Siyah Elmas, Kopenhag Dramatik Sanatlar merkezi – The Royal Playhouse binaları; Aalborg’da Utzon Center, Müzik Evi (Musikkens Hus); Vejle’de Børgen(Dalga) binaları; Aarhus’da Isbjerget (Aysberg), AroS ve MOMU Moesgaard müzeleri; Ørestad’da dağ görünümlü VM Mountain Binası ve 8 Tallet.
 

Kaynak : Shutterstock Danimarka'da Popüler Spor - Futbol Kaynak : Shutterstock Kışın Buz Pateni - Esbjerg-
Spor
Danimarka’da sevilen ve takip edilen sporların başında futbol gelir. Danimarka’nın yetiştirdiği en tanınmış futbol simalarından biri, iki kez Dünya’nın En İyi Kalecisi seçilen Michael Schmeichel’dir. Bir başka önemli isim Danimarka’nın en iyi oyuncusu kabul edilen ve en iyi Avrupa takımlarında top koşturmuş olan Michael Laudrup’tur. Danimarka’nın uluslararası başarılara adını yazdırdığı bir başka takım sporu hentboldür. Erkekler Milli Takımı 2019’da Dünya Şampiyonluğu ünvanına sahip olmuştur. Buz Hokeyi de sevilen sporlar arasında üst sıralarda yer tutar.
 
Yelkende Olimpiyat tarihinin en başarılı isimlerinden biri Paul Elvstrøm, bisiklet alanında Michael Rasmussen, teniste kadınlar Dünya Bir Numarası’na dek yükselen Caroline Wozniacki uluslararası arenada isim yapmış önemli sporculardan bazılarıdır.
 
Danimarka günlük yaşamda bisikletin önemli yer tuttuğu ülkelerden biridir. Aynı zamanda bisiklet sporuna gönül verenler için önemli olanaklara sahiptir. Ülkenin konumu ve adalardan oluşan bir ülke olması nedeniyle su sporları için de çok uygundur. Yelken, kano, sörf, yüzme gibi su sporları için yüzlerce adadan oluşan ve binlerce kilometrelik kıyı şeridine sahip olan Danimarka en avantajlı ülkelerden biridir.
 

Kaynak : Shutterstock Kopenhag'da Park Halinde Bisikletler
Bisiklet
Bisiklet sporu için bulunmaz ülkelerden biri olan Danimarka’da, 350 kilometrelik geniş ve sinyalizasyona sahip bisiklet yolları ile donanmış olan Kopenhag’ı, iki tekerlek üzerinde dolaşmak ayrı bir keyifken ülkenin tamamınında 12 000 kilometrelik işaretlenmiş bisiklet rotaları üzerinden gezilere çıkmak mümkün. Bisiklet kiralamak son derece kolay; bilet farkıyla bisiklet ile trene binilebiliyor ve hatta rotaları online uygulamalar üzerinden planlama ve takip etmek gibi olanaklar da mevcut.Tırmanma gerektirmeyen düz bir ülke olması nedeniyle çocuklarla beraber bisiklet tatili planlanabiliyor. Kısacası bisiklet üzerinde bir tatil için aranan her şey var, bu güzel ülkede...
 

Mutfak
Danimarkalı bir gıda profesörü ve mutfak girişimcisi olan Claus Meyer, 2004 yılında Kopenhag’da bir grup İskandinav Şefle bir araya gelerek bir mutfak manifestosu hazırlar ve böylece Yeni İskandinav Mutfak Hareketi’ne öncülük eder. Bu hareket, İskandinav kültürünü yansıtan, yerel, taze, mevsimsel ve sağlıklı yiyeceklerin yenden yorumlanmış hallerini sunarak büyük bir beğeni kazanır. Meyer bununla da kalmaz; dünya çapında tanınan ve Danimarka’nın mücevheri niteliğindeki Noma adlı ünlü restoranın, Şef René Redzepi’nin ellerinde doğuşuna da destek olur. Noma ismi, Nordisk Mad (Nordik Yemeği) kelimelerinin kısaltmalarının birleştirilmesiyle oluşturulur. Şef Redzepi’nin restoranı dünyanın en iyi restoranlarından biri olarak kabul edilmektedir. Şefin bizzat kendisi Time Dergisi tarafından 2012 yılında Dünyanın En Etkili 100 Kişisi listesine dahil edilmiştir.
 
Ancak Danimarka mutfağı Şef Redzepi ve Noma’dan ibaret değil; Danimarka’nın tamamında nefis gastronomi ürünlerini daha uygun fiyatlarla, sade ve işlevsel İskandinav dekorasyonu içinde tatmak mümkündür.
 

Rugbrød
Yoğun, kahverengi çavdar ekmeğidir. Danimarka’nın en ünlü ekmeği olarak tarif edilir. Ekşi maya ile yapılır. Genellikle dikdörtgen prizma şeklinde pişirilir ve dikdörtgen dilimler halinde tüketilir. İçinde tohumlar, tahıl ve çavdar taneleri bulunur. Kabuğu içine göre serttir.
 

Smørrebrød
Danimarka’nın ünlü açık sandviçidir. Bir ince dilim tereyağlı çavdar ekmeği üzerine, ki genellikle ünlü Danimarka ekmeği rugbrød kullanılır; salamura ringa balığı, rozbif, karides, yumurta gibi malzemelerin salata malzemeleri, peynir, mayonez vs. katılmasıyla ve göz alıcı bir sunumla servis edilir.  
 

Stjerneskud
Bir başka açık sandviç ki adı “kayan yıldız” anlamına gelir.  Smørrebrød kadar tanınmasa da Danimarka’da en sevilen yiyeceklerden biridir. İnce bir dilim çavdar ekmeği üzerine kızarmış pisi balığı filetosu yerleştirilir. Onun da üzerine yerleştirilen karides, havyar ve lahana ile farklı bir tada bürünür.
 

Danimarka Sosislisi
Danimarka’da en sevilen atıştırmalıklardan biridir. Etrafta yer alan sosisli vagonlarından alınan bu sosislilere (pølse) çiğ veya kızarmış soğan, ketçap, hardal ve salatalık turşusu ile lezzet katılır.
 

Danish Pasta
Danish Pasta olarak bilinen dünyaca ünlü tatlı çörekler, Danimarkalılarca wienerbrød, yani Viyana pastası olarak bilinir. Bunun da çok basit bir sebebi vardır. Bu tatlı çörekleri Danimarka’ya 1840’larda, Viyanalı fırıncılar taşımıştır. Yerken parmaklarınızı yalayacağınız kesindir.
 

Danimarka Köftesi
Frikadeller adı verilen kızartılmış köfteler yaygın olarak tüketilir. Genellikle yarısı dana, yarısı domuz eti karışımı kullanılarak yapılır. Un, süt, yumurta, soğan ve baharat içerir.

Danimarka Birası
Carlsberg gibi dünyanın en önemli bira markalarından birinin doğum yeridir Danimarka. Carlsberg aynı zamanda Tuborg bira üretimini de gerçekleştirmektedir. Danimarka’da en çok sevilen ve tüketilen içeceklerden biridir, bira. Pek çok yerde özel yapım bira bulmak da mümkündür.
 

Kaynak : Shutterstock Legoland'de Minyatür Yapılar
Kaynak : Shutterstock Legoland - Billund
Kaynak : Shutterstock Legoland'in Eğlenceli Dünyası

Lego Dünyası

Çocukların en sevdiği oyuncaklar nedir diye sorulsa akla ilk gelenlerden biri kuşkusuz LEGO’dur. Birbirine geçmeli bu plastik blok parçalarıyla gemilerden uçaklara, binalardan uzay gemilerine sınırsız sayı ve çeşitte oyuncak yapmanız mümündür. Dünyanın hemen her yerinde çok sevenleri, hatta fanatikleri, kullanıcı grupları, fun klüpleri bulunan bu yaratıcı ve eğlenceli oyuncağın ana vatanı Danimarka’dır. 
 
Billund’da, Jutland Yarımadası’nın adeta kalbinde yer alan bu kentte, Ole Kirk Christiansen adında yerel bir marangoz, 1932 yılında tahtadan oyuncaklar yapmaya başlar ve bu oyuncaklara Danca leg godt (“güzel-iyi oyna”) kelimelerinden türettiği Lego ismini verir. Lego, o günden bugüne bir aile işletmesi olarak hem ulusal hem uluslararası çapta büyük bir başarı yakalar. 2000 yılında yüz yılın oyuncağı ilan edilmesi bunun göstergesidir. Billund da bu başarı sayesinde büyük gelişme gösterir.
 
Billund Legoland
 
1968 yılında Billund’da ilk Legoland açılır. Bugün Amerika’dan Japonya’ya dünyanın dört bir köşesindeki sekiz Legoland’den ilkidir, Billund’da açılan Legoland. Tivoli’den sonra Danimarka’da en fazla turist çeken eğlence merkezidir. Dünyaca ünlü yapı ve yerlerin legodan yapılmış minyatürlerinin görülebileceği Legoland’de pek çok aktivitenin olduğu eğlence parkı da yer alır. Legoland gezisinde Star Wars’dan Ninjago’ya popüler hayali kahramanların legodan figürleri de ziyaretçilere eşlik eder. Legoland’de aynı zamanda dünyanın en eğlenceli oteli de bulunuyor. Burada gecelemek ve Lego dünyasının sonuna kadar tadını çıkarmak mümkün.
 
Lego Evi
 
2017 yılında kapılarını açan harika Lego Evi, kendisi de bir lego-sever olan Mimar Bjarke Ingels tarafından tasarlanmış. Restoranlar, kafeler, eğlenceli aktiviteler ile dolu olan Lego Evi Lego Blokları kullanılarak inşa edilmiş bir görünüme sahip. Çocukların ellerindeki minik Lego blokları, insan yapısı ölçeğinde bir binanın devasa parçalarına dönüşmüş. Bu ilginç ve güzel tasarım içinde yalnız çocukların değil büyüklerin dahi hayranlıkla seyredeceği pek çok şey var. Legonun ne denli sınırsız bir yaratıcılık sunduğunu gözlerinizle görebiliyorsunuz.

Eğlence
Kopenhag Tivoli Bahçeleri, Billund Legoland Danimarka’nın en önemli eğlence mekanlarını teşkil ediyor. Ayrıca dünyanın en eski eğlence parkı da Danimarka’da bulunuyor. Kökleri 1500’lerin sonlarına dek uzanan Bakken Eğlence Parkı, Kopenhag’dan 10 dakikalık sürüş mesafesinde.
 
Kopenhag, Aarhus, Odense gibi büyük şehirlerde kafe, pub, klüp gibi eğlence mekanları, bazılarında canlı müzik performanslarıyla beraber, özellikle yaz günlerini şenlendiren unsurlardır.
 
Danimarka’da yılın renkli zamanlarından bazıları şöyle sıralanabilir :
 

Aalborg Karnavalı
Her yıl Mayıs ayında kostümler, gösteriler, müzik, resmi geçitler ile dolu çılgın bir zaman. Avrupa’nın en büyük festivallerinden biridir, Aalborg. Her yıl yüzbine varan sayıda insanı bir araya getiren karnavala uluslararası katılım da olmaktadır. Karnavalda çocuklar için de ayrıca düzenlemeler yapılır. 
 

Kopenhag Distortion
Mayıs sonu, haziran başında gerçekleştirilen bir müzik festivalidir, Distortion. Beş gün süren festival üç ayrı bölüm halinde düşünülebilir. Gündüzleri şehrin değişik yerlerinde sokak partileri, ki büyük kalabalıklara sahne olur, geceleri klüp etkinlikleri ve festivalin hafta sonuna denk gelen bölümünde Distortion Ø Festivali...
 

Fanø Uçurtma Festivali
Haziran ayında, Kuzey Denizi’nde, Danimarka’nın batı kıyılarına yakın bir noktada yer alan Fanø Adası’nda yapılan festivalde plajların üzerinde süzülen binlerce uçurtma çok hoş bir manzara sunuyor. Oldukça sessiz ve sakin olan Fanø Adası, yılın bu zamanında oldukça hareketleniyor. Festival uluslararası bir nitelik de taşıyor.   
 

Roskilde Festivali
Danimarka’nın Roskilde şehrinde gerçekleştirilen Avrupa’nın en büyük müzik festivallerinden biridir. Genellikle temmuz ayının ilk günlerinde yapılan festival, yüzbinlere varan sayıda insanın akınına uğrar. Festivale gelenler müzik ve sanatla iç içe bir hafta geçirirler. Festival için gelenlere kamp yapma imkanı da sağlanmaktadır.
 

Kopenhag Caz Festivali
Temmuz ayında gerçekleştirilen festival, 1979’dan bu yana Avrupa’nın en önemli uluslararası festivallerinden birini teşkil eder. Festival süresi on gündür. Yüzlerce konserin gerçekleştirildiği festivalde açık hava konserleri, klüp, kafe ve konser salonlarında 250 000 civarında bir dinleyici kitlesi caz müzik ile buluşur. 
 

Shakespeare Festivali
Büyük İngiliz Ozanı Shakespeare, ünlü Hamlet oyunu için Helsingør’un Kronborg Sarayı’nı mekan olarak seçer. Oyunun geçtiği saray Elsinore adını taşımaktadır. Elsinore hemen hemen Helsingør ile aynı harfleri taşır. Tarihi Kronborg Şatosu bu nedenle Hamlet Sarayı olarak da anılır ve her yaz, Ağustos ayında burada Shakespeare oyunlarının sergilendiği bir festival gerçekleştirilir.
 

Hans Christian Andersen Festivali
Masalları tüm dünya dillerinde anlatılan ünlü Danimarkalı Üstad Hans Christian Andersen’ın doğum yeri olan Odense Kenti’nde her yıl Ağustos ayında düzenlenir. Bir hafta süren festivalde yüzlerce kültür ve müzik olayı sahne alır. Tiyatrolar, konserler, ışık şovları, sanatsal sergiler, hikaye anlatımları, sokak performansları, festivali unutulmaz kılan daha pek çok sanat aktivitesi Odense’yi renklendirir.