0850 303 9 777|Şubelerimiz
İsveç
İsveç

Nils Holgersson adlı yaramaz bir çocuk, bir gün bir cini fena halde kızdırır. Ona adamakıllı bir ceza vermek isteyen cin, Nils’i küçültüp, adeta bir parmak çocuk haline getirir. Üstüne üstlük evdeki evcil kazlardan birinin göç eden yaban kazlarına katılmaya heves ettiğini gören Nils, kazı engellemek isterken onun sırtında daha önce asla hayal etmediği maceralı bir yolculuğa başlar; doğayı, hayvanları ve kendini çok daha yakından tanır. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi İsveçli kadın yazar Selma Lagerlöf’ün hayat verdiği Nils’in maceraları ne denli heyecan verici ise İsveç’i tanımak da o denli cazip ve eğlencelidir.

Şimdi bir kazın sırtına atlayıp, İsveç’in üzerinde süzülen Nils’in yerine koyun kendinizi. Neler görürdünüz? Karla kaplı geniş topraklar, sayısız göl, el değmemiş ormanlar, bazen bitmeyen geceler, bazense upuzun gündüzler, Lapland ve Sami halkı Laponlar, kuzey ışıkları, dünya çapında markalar, Nobel törenleri, özenle korunmuş tarihi binalar ve yanı sıra en modern yapı ve şehirler, kadın erkek eşitliği ve insan hakları gibi konulara büyük önem veren bir ülke, Stokholm, Malmö, Göteburg... İşte burası İsveç!
 
Kaynak : Shutterstock

Stockholm

Uçağınız inmek üzere alçalırken,  belki de merakla uçağın küçücük penceresinden bir şeyler görmek için bakarken; bilir miydiniz dünyanın en güzel şehirlerinden birine ulaşmakta olduğunuzu?

Stokholm, İsveç’in başkenti ve en kalabalık şehri. Bir endüstri, finans, eğitim, kültür, inovasyon, teknoloji merkezi ve aynı zamanda ülkenin en büyük ikinci limanı... Kuruluşu 1252 yılına dek eskiye uzanır. Mälaren Gölü ile Baltık Denizi’ni birbirinden sayısız ada ayırır. Stokholm,  gölü Baltık ile birleştiren kanallar ve on dört ada üzerinde kuruludur; adeta bir yüzen şehir görünümünde ... Öylesine doğayla iç içe geçmiştir ve doğayı koruma konusunda öylesine özenlidir ki 2010 yılında Avrupa Komisyonu tarafından verilen “Avrupa’nın Yeşil Başkenti” ödülüne layık görülen ilk şehir olmuştur. City Hall (Belediye Binası) 106 metrelik kulesi, şehrin semasında doyumsuz bir şehir manzarasına götürür, ziyaretçilerini.

Şehrin kalbinde Gamla Stan olarak anılan tarihi şehir bölgesi yer alır. Tarihi binaları, Kraliyet Sarayı, bar, restorant, hediyelik eşya dükkanlarıyla şehrin cıvıl cıvıl bir bölgesi... Köpmangatan Caddesi’nde bir durup soluklanın. Bu cadde, şehrin en eski caddesi... 14. yy’dan kalma cadde kimbilir neler gördü, nelere şahit oldu, 21. yy’a dek. Şehrin en eski kilisesi Riddarholmen de Gamla Stan’da.

Stockholm’de hemen her ilgi alanına hitap eden müzeler bulunuyor. 1628’de batan ve 1961’de 333 yıl sonra kurtarılıp, orijinal görünümüne yakın bir hale döndürülen Vasa gemisini görmek için Vasa Müzesi, İsveç’te yaşamı ve İsveç geleneklerini yakından tanımak için ayağınıza kadar taşınmış dünyanın ilk açık hava müzesi Skansen, müzik meraklıları için ABBA müzesi, modern sanat tutkunları için Moderna Museet, fotoğraf sevenler için Fotografiska ...

Gastronomi tutkunları için şehrin dört bir tarafında iyi servis ve yüksek kalitede ağız tadı sunan restoranlar ve tabi şehrin eğlence dünyası Grön Lund, yemyeşil parklar, tekne turları ...

Stockholm’ü yazın görmeli; bunca güzelliği keşfetmek için bol zamana, yazların geceyi unutturan upuzun gündüzlerine ihtiyaç olacak!
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Göteburg

İsveç’in ikinci büyük şehri olan Göteburg, Göte Nehri’nin Kuzey Denizi’ne döküldüğü noktada kurulu bir liman kenti. İsveç’in en büyük limanı olan Göteburg, Nordik ülkeleri içinde de bu ‘en büyük liman’ ünvanını koruyor. 1603 yılında Kral IX. Charles tarafından kurulan kent, tarihi boyunca İsveç’in açık denize açılan kapısı olmuş ve deniz aşırı ticaretle zenginleşmiş. Aynı zamanda üniversiteleriyle bir öğrenci kenti Göteburg.

İsveç’in en zengin deniz ürünleri mutfağına sahip bu güzel kentte en taze deniz ürünleri Feskekörka adı verilen balık markette bulunur. Aslında Feskekörka’nın kelime anlamı balık kilisesi. Binanın bir kiliseyi andırması nedeniyle bu ada sahip olmuş, balık market.

Göteburg Sanat Müzesi’nde sanat severler Edward Munch ve Carl Larsson gibi büyük sanatçıların eserlerini yakından görme imkanı buluyor. Hemen yakınlarda yer alan Röhsska, moda, dizayn ve dekorasyon meraklıları için... İsveç’in son derece yaratıcı olduğu bu alanlara ilgi duyanlar, vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaklar burada.

Slottskogen Botanik Bahçesi, Garden Society şehre yeşil bir soluk veriyor. Gece yaşamı için Avenyn’e, alışveriş için Haga’ya, eğlence için Liseberg parkına mutlaka uğramak gerekiyor.

Bu güzel kente yılbaşı yaklaşırken geldiyseniz, Liseberg’in ışıltılı ve renkli bir Noel Pazarı’na dönüştüğünü de unutmayın.
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Malmö

İsveç’in üçüncü büyük kenti ve bir liman kentidir, Malmö. Danimarka’nın başkenti Kopenhag ile adeta kapı komşusudur. Malmö’ye uçakla gitmek için İsveç’e değil de Kopenhag’a giden bir uçağa bilet alıp, deniz aşırı bir yolculukla Malmö’ye kolayca ulaşılabilir. Deniz aşırı yolculuk deyince, denizi bir gemiyle katetmeniz gerekmez. Malmö’ye ulaşmak için yarı köprü, yarı deniz altına açılmış bir tünel olan olağanüstü bir mimariye sahip Öresund Geçidi sizi Malmö’ye ulaştırır.

Malmö’nün karakteristik özelliklerinden biri Öresund Köprüsü gibi İsveç’in önemli modern mimari örneklerinin birkaçını bünyesinde barındırması. Bunlardan biri Turning Torso binası... Emporia binası da ilgi çekici modern mimari örneklerinden bir diğeri... Eski ve yeni, Malmö’de bir arada. Şehrin tarihi kalesi Malmö Hus, Kungsparken, eski şehir (Gamla Staden) içinde kalan Stortorget Meydanı, şehrin en eski binalarından City Hall, kafe ve restoranlarıyla cıvıl cıvıl Lilla Torg, Sankt Petri kilisesi, Moderna Museet, Malmö denince akla ilk gelen gezilecek yerler.

Västra Hamnen, şehrin modern ve kozmopolit yüzü... 2.5 kilometrelik Ribersborg plajları yaz aylarının en eğlenceli mekanlarından...

Her yıl Ağustos ayı sonunda yapılan Malmö Festivali de şehrin en canlı zamanlarından birini oluşturuyor.
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock İsveç Bayrağı
Kaynak : Shutterstock Öresund Geçidi
Kaynak : Shutterstock İsveç Lapland'ında Ren Geyiği

Coğrafi ve Siyasi Bilgi

Kuzey Avrupa’da bir İskandinavya ülkesi olan İsveç, resmi adıyla İsveç Krallığı, batı ve kuzeyde Norveç ve kuzeydoğuda Finlandiya ile karasal sınırlara sahiptir. İsveç güneybatısında yer alan Danimarka’ya, Malmö şehri ile Danirmarka’nın Kopenhag şehri arasında bir kısmı köprü ve bir kısmı tünel olarak inşa edilmiş, sıra dışı Öresund Geçidi ile bağlanmıştır. Doğuda Botini Körfezi ve Baltık Denizi’ne, güneybatıda Kuzey Buz Denizi’ne kıyısı bulunur.  Sahip olduğu geniş topraklarına karşın nüfus yoğunluğu oldukça düşüktür. Topraklarının yaklaşık %15’i Arktik Çember’in kuzeyinde yer alır. Nüfusun büyük çoğunluğu güneyde toplanmıştır. Baltık Denizi’nde yer alan iki büyük ada Gotland ve Öland da İsveç sınırları içindedir.

Dünyanın kuzey ucuna yakın bir yerde bulunan İsveç’in en kuzeyinde yazları 56 gün gündüz yaşanırken, kışları da 32 gün gün ışığını görmek mümkün olmaz; tamamiyle gece yaşanır. Benzer şekilde yaz ve kış dönemleri güneydeki şehirlerde de uzun gece kısa günlere veya kısa gece uzun gündüzlere sahne olur.

İsveç bir göller ülkesidir; ülkede 100 000’e yakın kayda değer büyüklükte göl bulunmaktadır.  En büyük gölleri Vänern ve Vättern’dir. Büyük şehirleri dahi doğa ile barışık ve iç içe yaşayan İsveç’in ormanlarında 400 000 civarında mus geyiği yaşar.
Ülkenin en kuzeyinde, kutup bölgesinde yer alan ve bir Sami ırkı olan Laponların yaşadığı İsveç Lapland’ı Eylül ve Mart arasında, doğanın bir mucizesi olan Kuzey Işıkları – aurora borealis’in görüldüğü yerlerden biridir.

Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden kabul edilen İsveç, kadın erkek eşitliği düzeyinin en yüksek olduğu ülkelerden biri ve bir sosyal devlettir. Parlamenter demokrasiye dayalı anayasal monarşi ile yönetilir. Samiler, 1993 yılından bu yana kendi parlamentolarına sahiptir.  

Bugün Bernadotte Hanedanı’na dahil olan monarkın (kral veya kraliçe) görevleri temsili ve sınırlıdır. Ülkenin başkenti Stockholm ve para birimi İsveç kronudur. İsveç, bir Avrupa Birliği ve Schengen bölgesi ülkesidir.
 

Kaynak : Shutterstock Vikinglerden Kalma Oyma Taş
Kaynak : Shutterstock Riddarhuset ve Gustav Sava Heykeli
Kaynak : Shutterstock Samaland Teleborg Şatosu

Tarihi Bilgi

İsveç’te buzul çağının sona erişi MÖ. 14800’e kadar uzanır. Buzların çekilmesinin ardından birkaç bin yıl içinde bölgede ilk yerleşimler görülmeye başlar. Bölgede nüfusun artış gösterdiği, yerleşik düzen ve tarıma geçildiği ve günümüze kadar pek çok izi kalan ilkçağların ardından  İsveç’in tarihinde önemli bir dönem, efsanevi Vikinglerle başlar ve devam eder. MS. 800’lerden 11. yy’a kadar devam eden bu dönemde savaşçı ve denizci Viking halkı Baltık Denizi’nde ve suyolları vasıtasıyla Karadeniz’e kadar gittiği doğuda ticari bağlar ve hakimiyetler kurar. Avrupa’ya akınlar yapar. 11. yy’da Hristiyanlık kabul edilir ve pek çok iç çatışma nedeniyle 13. yy’a kadar karışık bir dönem yaşanır. İsveç’in nasıl ve tam olarak ne zaman bir krallık haline geldiği tam olarak bilinmemekle beraber bu dönemin en etkili krallarından biri soylu sınıfının kuruluşunu ilan eden ve toplumsal düzenlemeler yapan Kral Magnus Ladulas (1275-90) olur. 14. yy’da Hansa Birliği’nin etkisiyle gelişen ticari bağların sonucunda pek çok kent kurulur. 1397 yılında Danimarka Kraliçesi I. Margaret’in hükümdarlığı altında Danimarka, İsveç ve Norveç birleşerek Kalmar Birliğini oluşturursa da yaşanan iç anlaşmazlıklar 1520’de 80 İsveçli asilin krallık tarafından katledilmesi ile sonuçlanır ve bu kanlı eylemin tetiklediği isyan sonucunda İsveç, Gustav Vasa’yı 1523’de kral olarak seçer. Modern İsveç devletinin kuruluşu bu adım ile başlar.

17. yy’da, özellikle de Kral Gustav II. Adolf Dönemi’nde İsveç önemli bir güç haline haline gelir. 18. yy başlarında İsveç sınırları, bugünkü İsveç ve Finlandiya’yı kapsarken Napolyon Savaşları esnasında Rusya Finlandiya’yı ele geçirir. Kaybettiklerini kazanma umuduyla İsveç Napolyon’un mareşallerinden, Fransız Jean Baptiste Bernadotte’yi 1810’da çocuksuz kralları 13. Charles’ın varisi olarak seçer. Bernadotte bugünkü İsveç hanedanının kurucusudur. Kral 14. Charles olarak taç giyen Bernadotte, Finlandiya’yı tekrar elde etmeye teşebbüs etmez ama bir Fransız generali olmasına rağmen Fransa’ya karşı İngiltere ve Rusya ile işbirliği yapar; bu sayede Norveç İsveç Krallığı’nın kontrolü altına girer. 

Kralın 1844’deki ölümüyle beraber İsveç liberal reformların uygulamaya konduğu bir periyot yaşar ve bu periyot parlamento reformuna dek devam eder. Halk hareketleri, dinde özgürleşme, kadın hareketleri 19. yy sonlarında ülkeye hakim olur.

İsveç, I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı dışında kalır. Her ne kadar II. Dünya Savaşı’nda Alman baskısı altında kalmış ve bazı tavizler vermek zorunda kalmışsa da Nazi kırımından kaçan göçmenlere kucak açmaktan ve insani yardımlardan kaçınmaz.

21. yüzyılda bir sosyal refah devleti olarak yaşamını sürdüren İsveç, aldığı göçlerle kozmopolit ve çok kültürlü bir yaşama doğru evrilmektedir. Göçmen sorunu, göçmenlerin ülkeye uyumu, göçmen karşıtı gelişen akımlar gibi konular İsveç gündeminin önemli konuları olarak varlığını sürdürmektedir. 
 

Kaynak : Shutterstock Astrid Lundgren Portresi
Kaynak : Shutterstock İsveç Cam Sanatı
Kaynak : Shutterstock IKEA Benzeri Mobilya Montajı
Kaynak : Shutterstock Uppsala Konser Binası

Kültür/Sanat/Mimari

İsveç, dünyada pek az ülkeye nasip olacak şekilde bir açık ve özgür toplum modeline dayanarak yaşamını sürdürür. İnsan hakları, çocuk hakları, kadın erkek eşitliği, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü gibi alanlarda öncü bir rol oynamaktadır. Toplum ve kurumlar, cinsel tercihler konusunda da saygılı ve duyarlıdır. Yaratıcılığı destekleyen bir eğitim sistemi ve yeniliği toplumu geliştiren bir itici güç olarak benimseyen anlayış sayesinde İsveç, inovasyon konusunda başa güreşen ülkelerden biridir.

İsveç, bilim ve sanatın belli alanlarında  dünya çapında başarıların tanınmasında prestijli ödülü Nobel ile önemli bir rol oynar. Sanatın her alanında önemli başarılara imza atmış olan İsveç, edebiyat alanında yedi Nobel ödülüne sahiptir. İsveçli ikonik yazar Selma Lagerlöf, 1909 yılında Nobel ödülünü kazanmış ve bu ödülü edebiyat alanında alan ilk kadın olmuştur. Pippi Uzunçorap serisi ile çocuk edebiyatının en önemli isimlerinden olan Astrid Lindgren ve İsveç’in en büyük yazarları arasında sayılan August Strindberg tüm dünyada yaygın üne kavuşmuş isimlerdir.

İsveç müzik dünyasının efsanevi grubu ABBA, tüm zamanların en fazla dinlenen pop gruplarından biridir. 1974’te Eurovision şarkı yarışmasında kazandıkları birinciliğin ardından büyük bir üne kavuşan grubun albümleri büyük satış rakamları yakalamıştır. Britney Spears, Backstreet Boys ve N’Sync gibi Amerika’da büyük çıkış yapan pop şarkıcıları ve gruplara prodüktörlük yapan söz yazarı ve yapımcı Max Martin, İsveç’in müzik endüstrisi için yetiştirdiği bir başka büyük ismidir. İsveç’in farklı müzik türlerinde yetiştirdiği pek çok ünlü isim veya gruplardan bazıları, klasik müzik alanında Franz Berwald, Birgit Nilsson; pop müzikte Roxette, Robyn,  Ace of Base, rock müzikte Europe, The Cardigans; metal müzikte Opeth, Yngwie Malmsteen olarak sayılabilir.

Efsanevi yönetmen ve yapımcı Ingmar Bergman, 1920 ve 30’larda büyük şöhret kazanan gizemli aktris Greta Garbo, Casablanca filminin unutulmaz yıldızlarından Ingrid Bergman, aktör Max von Sydow İsveç’in yetiştirdiği kült sinemacılardır.

İsveç Bertil Vallien ve Ulla Forsell, Frida Fjelmann gibi cama hayat veren önemli cam sanatçılarının yetiştiği ve cam dizaynı konusunda öncü rol oynayan ülkelerden biridir. Kosta Boda ve Orrefors, cam işçiliğinin en güzel örneklerinin yaratıldığı markalardandır. Mobilya tasarımı konusunda, IKEA markası ile dünya çapında saygınlık kazanmıştır.

Dizayn ve yenilik alanlarında dünyanın sayılı ülkelerinden biri olan İsveç’te, klasik mimariye sahip mimarlık eserlerinin yanı sıra modern mimarinin ilginç ve yaratıcı örneklerine sık rastlanır. İsveç’in dört bir yanında 190 metrelik Malmö Turning Torso binası, doğayla büyük bir uyum içinde ama doğaya meydan okuyacak şekilde yapılmış Öresund Köprüsü, solar enerji sayesinde sürekli soğuk ve ayakta tutulan Jukkasjärvi Buz Hotel, Uppsala Konser ve Kongre Binası, Göteburg Sauna gibi modern mimarinin seçkin örnekleri de görülür. Eric Gunnar Asplund, İsveç’in mimari alanında en önemli isimlerden biridir.
 

Kaynak : Shutterstock İsveç Buz Hokeyi Kaynak : Shutterstock Sörmland'da Kamp Yapan Kano Sürücüsü
Spor
İsveç, spor ile yaşamın iç içe geçtiği, halkın neredeyse yarısının bir klüp bünyesinde spor yaptığı bir aktif yaşam ülkesidir. Bugüne dek olimpiyatlarda 636,5 madalya kazanmış en başarılı ülkelerden biridir.

Kış sporları ülkede çok sevilir ve yaygın olarak yapılır. Ingemark Stenmark, Gunde Svan ve Sixten Jernberg gibi önemli kayakçılar yetişmiştir. İsveç Buz Hokeyi takımı dünyadaki en iyi takımlarındandır.

Ülkenin uluslarası çapta en fazla bilinen sporcusu muhtemelen tenis oyuncusu Bjön Borg’tur. Sıralamada dünya bir numarasına kadar yükselen Borg, 11 Grand Slam şampiyonluğu ile tüm zamanların en iyi tenis oyuncularından biridir. Tenis dünyasında Stefan Edberg ve Mats Wilander de büyük başarılara imza atmış sporculardır.

Masa tenisi İsveç’te sevilen bir spordur. Tüm zamanların en iyi masa tenisi oyuncularından Jan-Ove Waldner, sporcuları dünya sıralamalarını kolay kolay kimseye kaptırmayan Çin’de dahi büyük bir saygı görür; efsane bir isim olarak kabul edilir. Jörgen Persson da dünya sıralamasında bir numaraya dek yükselmiş, çok başarılı bir masa tenisi oyuncusudur.

Golf oyuncusu Annika Sörenstam, tarihin en iyi golf oyuncularından biri addedilmektedir.

Heptatlonun kraliçesi Carolina Klüft 2002 ve 2007 arasında en önemli madalyaları kendisinde toplamış bir isimdir.
 

Kaynak : Shutterstock Kuzey İsveç'te Hiking
Açıkhava Aktiviteleri
İsveç coğrafi yapısı, gölleri, nehir ve ormanları ile bir açıkhava aktivitesi cennetidir. Onlarca farklı açıkhava aktivitesi gerçekleştirmek mümkündür. Bu aktivitelerden bazıları hiking, dağcılık, kaya tırmanışı, kayak, kızak, paten, binicilik, yüzme, yelken, kano, balık avlama, kuş gözlemi olarak sıralanabilir.
 
 

Kaynak : Shutterstock Geleneksel Kurabiyeler
Mutfak
İsveç’te pek çok insan, bozulmadan kalmış doğanın içinde tüketilebilir taze otları, mantar ve orman meyvelerini elleriyle toplayıp mutfak ürünlerinde kullanmaya hala devam eder. Soğuk iklimin getirmiş olduğu zorluklardan biri de özellikle uzun kış dönemlerinde taze yiyecek bulmaktır. Bu durum, İsveçlileri balık ve patates gibi seçeneklerle sınırlandırmış gibi görünse de İsveç mutfağı son yıllarda alınan göçlere bağlı olarak çeşitlenmiş; yetenekli şeflerin elinde bir uluslararası mutfak veya gastronomi merkezi olmaya doğru yol almaya başlamıştır. Ancak reçel haline getirilmiş taze meyveler, turşu, tütsülenmiş et veya balık, kurutulmuş sebzeler, uzun süre küflenmeden dayanan ekmekler gibi uzun saklama koşullarını sağlayan yiyecekler İsveç mutfağının önemli bir parçası olmaya devam eder.
 

Kaynak : Shutterstock İsveç Köftesi
İsveç Köftesi
İsveç köftesi(köttbullar) İsveç mutfağının en lezzetli klasiklerinden biri kabul edilir. Rivayete göre  Rus kralı Çar Deli Petro’yla girdiği savaşta Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmak zorunda kalan İsveç Kralı XII. Karl, ülkesine dönreken yanında köfte tarifi de götürmüştür. Bu köfte, kökeninin Osmanlı’ya dayandığı doğru olsa dahi, İsveç mutfağında kendine özgü bir tat kazanmıştır. Yanında patatesle, kırmızı yaban mersini ve bazen gravy sosla tatlandırılmış olarak sunulan köfte son derece lezzetlidir.
 

Kaynak : Shutterstock Semla
Semla
Krem şanti ile doldurulmuş bir tür çörek olan Semla (veya Semlor), geleneksel olarak daha çok Ocak ve Şubat aylarında yapılır ve tüketilir. Kakule ile tatlandırılmış, badem ezmesi ve krem şanti ile tüketilen tatlı çöreğin geçmişi dinsel büyük perhizin bitişi için yapılan kutlamalara dayanır. Her yıl 20 milyon civarında semla tüketilmektedir. Semlanın, son yıllarda dürüm şeklinde yapılmış türü de çok sevilmiş ve semla çılgınlığının bir parçası haline gelmiştir.
 
 

Kaynak : Shutterstock Lussekat
Safransbullar ve Pepparkakor
Özel şekillerde yapılmış safranlı çörekler (safransbullar) ve zencefilli kurabiyeler (pepparkakor) özellikle Noel zamanı çok fazla yapılır ve tüketilir. Safranlı çörekler Lucia kedileri (lussekatter) adı verilen kıvrılmış kedilere benzer şekilde yapılır ve tatlı siyah üzümle şekil tamamlanır. Zencefilli kurabiyeler ise genellikle kalp ya da küçük erkek ve kadınlar şeklinde kesilir. Sabahları yanında kahveyle sunulur.
 

Kaynak : Shutterstock Kerevit Partisi
Kerevit
Deniz ürünleri, özellikle kerevit İsveç’te çok tüketilir. Tonlarca kerevitin, fazla avlanmanın önüne geçmek üzere avlanmanın sınırlandığı Ağustos ayı ve civarında kräftskiva adı verilen geleneksel parti yemekleriyle tüketilmesi hala yaygın bir davranıştır ancak kerevit İsveç usulü pişirilse de artık büyük oranda ithal edilmektedir.
 

Kaynak : Shutterstock Fika Zamanı
İçecek
Bir İskandinav içeceği olan aquavit, tahıl veya patates damıtılarak elde edilen alkollü bir içecektir ve İsveç’te sıkça, özellikle kräftskiva partilerinde tüketilir. Çeşitli baharatlarla tatlandırılır. Benzer bir içecek olan şnaps, uzun bacaklı küçük bardaklarda ikram edilir. Bir başka yerel içecek olan Glögg şekerli, baharatlı ve ısıtılmış kırmızı şaraptır. Özellikle Noel zamanı üzüm ve badem eşliğinde tüketilir. Hemen herkesin adını bildiği Absolut Votka’ya ilişkin az bilinen gerçek bu markanın Lars Olsson Smith adlı bir İsveçli tarafından 1879 yılında yaratılmış olduğu ve bu markanın bir İsveç markası olduğudur. İsveç’te en yüksek kalitede cin bulmak da mümkündür. Alkollü içkiler ve bira bir kenara, İsveç’te en fazla tüketilen içecek kahvedir. Gün içinde fika adı verilen kahve ve tatlı molaları İsveçliler için vazgeçilmez zamanlar ve sosyalleşme-dinlenme anlarıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Nobel Madalyonu
Kaynak : Shutterstock Ödüllerin Verildiği Stockholm Belediye Binasu
Kaynak : Shutterstock Ödüle Layık Görülen Pierre ve Marie Curie

Nobel Ödülleri

Yaygın olarak dünyanın en prestijli ödülleri kabul edilen Nobel ödülleri, İsveçli bilimadamı Alfred Nobel’in vasiyeti gereği 1901 yılından bu yana verilmektedir. 1833 yılında Stokholm’de doğan Alfred Nobel, bir mucit, kimyager, mühendis ve girişimcidir. Nobel, Saint Petersburg’da bir dönem silah üretimi yapan babasının isteği üzerine  bu konularda eğitim alır. Birkaç dili akıcı şekilde konuşabilen, edebiyat ve şiire de ilgi duyan Nobel, çalışmalarını nitrogliserin üzerinde yoğunlaştırır; böylece dinamitin ve dumansız barutun keşfedilmesini sağlar. 10 Aralık 1896’da San Remo’da öldüğünde yüzlerce fabrika onun patentlerini kullanarak patlayıcı üretir hale gelmiştir.

Çocuksuz olarak ölen Nobel, mirasını dört kurumun ortak olacağı bir fon halinde geride bırakır. Bu kurumlar, İsveç Bilimler Akademisi, Karolinka Enstitüsü, Stockholm Akademisi ve Nobel’in hayatta olduğu yıllarda İsveç ile aynı bayrak altında tek devlet olarak bulunan Norveç’in parlamentoda atayacağı beş kişilik bir komitedir. 1900 yılında bu kurumlar Nobel’in mirasını Nobel Vakfı altında birleştirir.

Rivayete göre Nobel, icatlarının yarattığı yıkım nedeniyle vicdan azabı duyarak ödüllerin dağıtılmasını vasiyet etmiştir. Gerçeğe daha yakın olması muhtemel tahmin, yaşadığı sırada “ölüm taciri” olarak anılan Nobel’in adının bu prestijli ödüller ile anılmasını istediği şeklindedir.
Nobel ödülü, her yıl Nobel’in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık’ta, Nobel’in ilgi alanları olan, edebiyat, fizik, kimya, fizyoloji veya tıp alanlarında ve 1968 yılından bu yana ekonomi alanında verilir. Ödül sahipleri Nobel madalyalarını Stockholm Konser Salonu’nda İsveç Kralı’nın elinden alır.

Yine her yıl verilen Nobel Barış Ödülü, o yıl barışa yapılan uluslararası düzeyde katkıları onurlandırmak içindir ancak Nobel Barış Ödülü’nün kime verileceği Norveç Nobel Komitesi tarafından belirlenir ve ödül sahibine, Norveç’in başkenti Oslo’da takdim edilir. Kazananlar aynı zamanda yüklü miktarda para ödülünün sahibi olur.

Nobel ödülü, prestijli olduğu kadar tartışmalı da bir ödüldür. Wilhelm Röntgen, Marie Curie, Ernest Hemingway, Gabriel Garcia Marquez gibi dünyada bilimin ve sanatın büyük isimleri bu ödüle sahip olmuş ama örneğin dünya edebiyatının en büyük isimlerinden Tolstoy, ödül yaşama geçirildikten on yıl sonra ölmesine rağmen ödül komitesi tarafından seçilmemiştir.

Eğlence

Tiyatrolar, publar, kafeler, sinemalar, park ve müzelerle dolu İsveç’te sıkılmaya pek zaman yoktur ama yılın belli zamanları vardır ki hayat daha bir renkli, insanlar daha bir canlıdır, o anlar geldiğinde.  Bu özel zamanların birkaçı aşağıda yer alır:
 

Kaynak : Shutterstock Walpurgis
Walpurgis Gecesi ve 1 Mayıs
Şenlik ateşleri ve şarkılarla kutlanır, Walpurgis. Baharın gelişi kutlanmaktadır. Uppsala gibi öğrenci şehirlerinde kutlamalar, partiler daha bir coşkuludur. Ne de olsa ilk dönem, sınavlar vs. son ermek üzeredir. Şenlik ateşlerinin etrafında toplanmış insanlar, ülkenin dört bir tarafında şarkılarıyla şenliğe katılan korolar, her yerde İsveç bayrakları ... İsveç Kral’ı da doğumgününü aynı gün kutlamaktadır. 1 Mayıs günü resmi tatil olduğu için şenlik ruhu devam eder. 1 Mayıs İşçi Bayramı da ayrıca resmi geçit ve gösterilerle kutlanır.
 

Kaynak : Shutterstock İsveç Ulusal Bayrağı
İsveç Ulusal Günü
6 Haziran’da kutlanır. İsveç’in Kalmar Birliği’nden ayrılarak Kral Gustav Vasa’nın liderliğinde İsveç devletinin temellerini atışını anmak için kutlanan bu gün 2005 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. Kutlamaların açılışı  Stockholm’de bulunan Skansen Açık Hava Müzesi’nde, Kral ve Kraliçe’nin katıldığı bir göğe bayrak çekme töreni ile yapılır.
 

Kaynak : Shutterstock Kutlama Direği
Midsummer (Yaz Ortası) Kutlaması
İsveç’te katılımın en yoğun olduğu kutlamalardan biridir. Soğuk ve karanlık kış günleri bitmiş ve hayat gün ışığı ile dolmuştur artık. Tatil sezonu başlamıştır. 21 Haziran ile 25 Haziran arasında yılın en uzun günü kutlanacaktır. Çiçekler, folklorik giysiler, çocukların neşesi, çiçeklerle süslü kutlama direği, dans edenler ... Kutlama mutlaka kırlara doğru yapılır ve şehir sokakları boşalır. Salamura yapılmış ringa balığı, taze patates, kremalı çilek, bira ve şnaps günün menüsünün başlıca öğeleridir. Genç kızlar, evlerine dönmeden önce yedi değişik çiçek toplayıp yastıklarının altına koyarlar; gelecekteki eşlerinin rüyalarında görüneceğine inanırlar.
 

Kaynak : Shutterstock Festival Rotası Göteborg
Göteburg Kültür Festivali
 
İsveç’in en büyük sokak partilerinden biri altı günlük Göteburg Kültür Festivali’nde Ağustos ayında yaşanır. Neler yoktur ki bu festivalde? Canlı müzik, şiir, tiyatro, dans, moda, sinema... Yok yoktur kısacası.