0850 303 9 777|Şubelerimiz
Letonya
Letonya


Baltık ülkeleri arasında bulunan Letonya, ormanlık alanları, masmavi denizi, nehirleri ve göllerinin oluşturduğu doğal güzellikle gezginleri kendine hayran bırakır. Engin bir bozulmamış kültürel alana sahip olan başkent Riga, ülkenin en kozmopolit şehridir. Letonya tarihi yapıları, ahşap evleri ve doğal alanları ile ziyaretçilere güzel zaman geçirme ayrıcalığını sunar.

Beyaz kumlu sahilde yürüyüş yapmak, bisiklete binmek ya da şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak için doğada vakit geçirmek Letonya’da mümkün. Farklı kültürlerle harmanlanan ülkede komşu ülkelere nazaran daha az homojen bir nüfus yer alır. Sanat, kültür, festival ve nice etkinliğin merkezini Baltık ülkeleri arasında Letonya oluşturur. Eğlenceye adını Letonya verir…
Kaynak : Shutterstock

Riga


Etkileyici mimariye sahip olan yapılarına 800 yıla yakın tarihi sığdıran Riga, Baltık’ta bulunan en büyük metropoldür. Dugava Nehri’nin böldüğü şehir, büyük parkları, dolambaçlı ve Arnavut kaldırımlı sokakları, lezzet kokan restoranları ve mimari yapılarıyla ilgi çeker. 1201 yılında bir liman kenti olarak kurulan Riga, 13-15.yy arasında Hansa Birliği’nin önemli merkezlerinden biri olur. Bu dönemde refahını Orta ve Doğu Avrupa ile olan ticaretinden alan bölgede, yangın ya da savaş ile yapıların bazıları tahrip olmuş olsa da kentte Ortaçağ dokusu halen hissedilir.

Şehri çevreleyen neoklasik tarzdaki ahşap binaların Art Nouveau tarzda yapılanmasıyla Riga, 19. yy’da önemli bir ekonomik merkez haline gelir. Şehrin tarihi merkezi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alır. Riga’nın Avrupa’daki en iyi Art Nouveau binaları koleksiyonuna sahip olduğu kabul edilir.

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Jurmala


Jūrmala, eklektik mimari yapıları, uzun sahil şeridi, çam ağaçları, tertemiz havası ve eğlenceli hayatı ile Letonya’nın yaz aylarında sık ziyaret edilen şehirlerinden biridir. Süslü ahşap kulübelerden villalara uzanan eşsiz mimari yapılar şehirde dikkat çeker. Aslen bir balıkçı köyü olan Jūrmala, uzun yıllardır tatilcilerin akınına uğrar. Yaz aylarında yoğunluk sebebiyle yolların tıkandığı görülür. 32 km’lik sahil şeridi eğlenceli bir tatile kucak açarken, dinlenip rahatlamak isteyenler şehrin efsanevi spa merkezlerini tercih ederek şifalı çamur banyolarında arınır.

Şehirde bisiklete binmeden, ünlü Jomas iela caddesini ziyaret etmeden, Kemeri Milli Parkı’nın güzelliğini keşfetmeden ve restoranlarda yerel lezzetlerin tadına bakmadan dönülmemesi önerilir. 
 
Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock Riga'da dalgalanan Letonya bayrakları
Kaynak : Shutterstock Eski şehir merkezinde Riga Kalesi ve Daugava nehri

Coğrafi ve Siyasi Bilgi

Kuzeyinde Estonya, güneyinde Litvanya, doğusunda Rusya ile çevrelenen Letonya ya da resmi ismiyle Letonya Cumhuriyeti, batısında Baltık denizine kucak açar. Ağırlıkla düzlük bir araziye sahip olan Letonya’nın en yüksek noktası yaklaşık olarak 312 m ile Gaizinskalns olarak bilinir. Bir kayak alanı olarak geliştirilmiş olan dağ, kış aylarında turistik bir cazibe alanıdır.

Ülkenin yarısından fazlası ormanlık arazi iken göl sayısı 2 bin 250, nehir sayısı ise 12 binin üzerindedir. Daugava, Gauja, Lielupe, Venta nehirleri ülkeden geçen uzun nehirlerden bazılarıdır. 452 km uzunluğa sahip olan ve adına Milli Parkı'nda yer aldığı Gauja ise Letonya’nın en uzun nehri olarak anılır. Letonya’da yer alan iç suların çoğunluğu temizdir, balık tutmak ve yüzmek için idealdir.

Schengen vizesi ile seyahat edilebilen, başkenti Riga olan ülkenin para birimi avrodur. Yaklaşık olarak 2 milyon nüfusa sahip olan Letonya’da nüfusun yüzde 60’ını Letonlar, yüzde 27’sini Ruslar ve kalan bölümü göçmen vatandaşlar oluşturur. Avrupa Birliği üyesi olan ülke, parlamenter demokrasiyle yönetilir. Cumhurbaşkanı seçimleri parlamentoda gizli oy ile her dört yılda bir yapılır. 100 sandalyeye sahip olan Parlamento ise 4 yılda bir yenilenir.
 

Kaynak : Shutterstock Özgürlük Heykeli
Kaynak : Shutterstock Riga'da İsveç Kapısı

Tarihi Bilgi

Baltık Denizi’nin çevresine yerleşen Hint-Avrupa kavimlerinin hayatta kalan iki halkı Letonyalılar ve Litvanyalılardır. MÖ 2000’lerde Baltık halkların, günümüzdeki Belarus ve Rusya’nın komşu bölgelerinden güneydoğu Baltık bölgesine yayıldığı tahmin edilir. Geride kalanlar, Belarus ve Rus Slavları tarafından ilerleyen yıllarda asimile olur. 13.yy’da ise Baltık halklar kabile krallığına bölünür. Yüzlerce yıl içerisinde kabileler kimliklerini kaybeder ve Letonya kimliğinde birleşir.

İlk Hıristiyan misyonerler 1190 yılında Letonya’ya gelir ve putperest nüfusu Hıristiyanlıkla tanıştırmak isterler. İlerleyen yıllarda daha fazla misyoner ülkeye gelmeye başlar. 1201 yılında Papa’nın emriyle Almanlar Letonya’yı fetheder ve Riga kurulur. Şehir, Alman Baltık’ın en büyük şehri haline gelir. Kilise, şehir otoriteleri ve şövalyeleri arasındaki güç mücadeleleri 1253-1420 yılları arasında sürer. 1561 yılında Polonya Letonya’yı fetheder, 1629 yılında ise İsveç ülkeyi Büyük Kuzey Savaşları’na kadar işgal eder (1700-21). Ardından ülke Rusya’nın bir parçası olur ve hâkimiyeti altına girer.

Letonya, Birinci Dünya Savaşı sırasında ise Almanlar tarafından işgal edilir. Durumu fırsat bilen Rusya, Baltık ülkelerine taarruza geçer ancak zararlı çıkınca geri çekilir ve 1919 yılında Baltık ülkelerini tanıyan anlaşmalara imza atar. Bağımsızlığını kazanan Letonya, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Almanya ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı çerçevesinde 1939 yılında diğer Baltık ülkeleri ile beraber Sovyetler Birliği yönetimi altına girer. Saldırmazlık Paktı anlaşmasını bozarak 1941 yılında Letonya’ya saldıran Almanya, 1945 yılında kadar Nazi Almanyası tarafından işgal altında kalır ve yaklaşık olarak 75 bin Letonyalı hayata veda eder. Yahudi nüfusu bu dönemde oldukça acı çeker. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda ise Sovyetler, Letonya’yı geri alır ve ülkeyi 40 yıl daha hakimiyeti altında tutar. Ancak 1987 yılı sonrasında halk yönetime karşı protesto yürüyüşlerine başlar, bağımsızlık çağrıları yapılır. 1991 yılında ise Letonya bağımsızlığına kavuşur. Rusya başta olmak üzere, tüm devletler Letonya Cumhuriyeti’ni tanır.   
 

11 Kasım Lacplesis Günü'nde yakılan mumlar
Letonya Ulusal Operası
Art Nouveau mimari yapıları

Kültür / Sanat / Mimari

Tarihi boyunca komşu güçler tarafından işgal edilen Letonya, kendine özgü dili, kültürü ve geleneklerini her zaman korumak adına mücadele eder. 13.yy’da bağımsızlığını kaybetmesi, Letonya’nın kültürel yetkinliklerini uzun yıllar geliştirmesine ket vurur. Ülkenin kültürel mirasları ile buluşması ancak 20.yy’da olur.

Sovyetler Birliği yönetimi zamanında yasaklanan dini ve geleneksel festivaller bugün dans, müzik ve şarkılar eşliğinde yapılır. En önemli festival yaz gündönümünde yapılan ve 23 Haziran’da gerçekleştirilen Jani ya da Ligo Festivali'dir. Yanan büyük şenlik ateşleri festivalin sembollerindendir. Katılımcılar başlarına çiçeklerden taç yapar. Letonya mutfağına özel yiyecek ve içeceklerle de festival renklenir.
 
Geleneksel Letonya ezgileri, tarihi Letonya kültürünün kalbidir. Dört satırdan daha uzun değildirler; aile, aşk hikâyeleri veya mitlere dayanılarak yazılmışlardır.
 
Leton halk kahramanı Lacplesis, Letonyalılar için önem taşır. Öyle ki 11 Kasım, ülkede Lacplesis Günü’dür. Lacplesis’in hayat hikayesi 1888 yılında şair Anrejs Pumpurs tarafından kaleme alınır. Letonyalıların bağımsız kimliklerini asla unutmamaları ana amaçtır. 1988 yılında hikâyenin müzikale çevrilmesi ve sahnelenmeye başlamasının ardından oyun büyük bir kitle tarafından izlenir; ve oyun bağımsızlık hareketinde rol sahibi olan etmenlerden olur. 19.yy’ın ortalarında ülkenin ulusal kültürel uyanışının startında, Letonyalılar sanatsal bağımsızlıkları adına Riga’da bir sanatçı topluluğu oluştururlar. Dönemin tanınmış Letonyalı ressamları Janis Rozentals ve Vilhems Purvitis iken, en bilinen besteciler Andrejs Jurjans ile Jazeps Vitols’dür.
 
Ülkenin kültürel mekânlarının çoğu başkent Riga’da yer alır. Letonya Ulusal Operası, Letonya Ulusal Senfoni Orkestrası uluslararası bir üne sahiptir. Riga Letonya Tiyatrosu, 1868 yılında Letonyalıların sanayi, ticaret ve sanattaki kimliklerini geliştirmek istedikleri sırada kurulur. Letonya Devlet Balesi, 1932 yılında Riga’da çalışmalarına başlar ve öğrencileri arasında Mikhail Baryshnikov ile Alexander Godunov bulunur. 

Riga mimarisiyle de ilgi çeken bir şehirdir. 19.yy’da ortaya çıkan etkileyici sanat akımlarından biri olan Art Nouveau, Riga’da bu dönemde inşa edilen yapıların çoğunda görülür. Dekoratif süslemeler, etkileyici kompozisyonlar, etnografik temalar mimari yapıları karakterize eder. Şehir içerisinde üslubuyla nefes kesen yapılar, rahatlıkla ayırt edilebilir. Şehrin tarihi merkezi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alır.
 

Spor

Ağırlıkla soğuk bir iklime sahip olan Letonya, bu nedenle kış sporlarına elverişlidir. Kayak, buz pateni ve buz hokeyi sıklıkla yapılan sporlardır. Gauja Vadisi ülkede kış sporlarının yapıldığı en iyi bilinen bölgedir. Gauja ve Abava nehirleri ile Latgale bölgesinde bulunan göllerde kano ve kuş gözlemciliği yapılır. Olimpiyatlara ilk kez Fransa Chamonix’de gerçekleştirilen 1924 Kış Oyunları’nda katılan Letonya, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ise 1952-1988 yılları arasında sporcularını Sovyet Birliği olimpiyat takımı adına mücadele ettirir. Ülke, birliğin dağılmasının ardından 1992 yılında gerçekleştirilen Olimpiyat Oyunları’nda ise ilk kez bağımsız kimliği ile mücadele eder. Bu sebeple takımları her zaman kazanmasa da onlar için şampiyon sayılırlar.
 

Buz Hokeyi
Letonya’nın ana ve ulusal sporu olan buz hokeyi, ülkenin gurur kaynağı olarak görülür. 1930’larda buz hokeyi ile tanışan Letonyalılar, 1960’larda yapay buz pateni pistine kavuşur. 1946 yılında kurulan Dinamo Riga takımı her zaman öne çıkan ve ilk Sovyet Şampiyonası’na katılan takım olur ancak 1995 yılında ekip dağılır. 2008 yılında ise koç Julius Supler’in eşliğinde yeniden bir araya gelinir. O zamandan bu yana takım, Amerikan Ulusal Futbol Ligi’nden (NHL) sonra dünyanın ikinci iyi hokey ligi olduğu düşünülen Kontinental Hokey Ligi’nin bir parçasıdır.
Letonya Erkek Milli Buz Hokeyi Takımı, Uluslararası Buz Hokeyi Dünya Sıralaması’nda 11. sırada yer alır ve totalde kadın ile çocuklar dâhil olmak üzere 7 bin oyuncuya sahiptir. Bugüne dek hokey oyuncularından Sandis Ozolins, NHL’de bulunan Stanley Cup şampiyonluk kupasını kaldıran tek Letonyalıdır. 2011 yılında hayatını kaybeden Klisrlis Skrastins ise NHL’in demir adamı olarak bilinmiştir.
 

Basketbol
Baltıklardaki komşuları gibi Letonyalılar da 1920’lerde basketbol ile tanışır. İlk Letonyalı takımı Maerikan Genç Hıristiyan Birliği (YMCA) koçları tarafından eğitilir. 26 Kasım 1923 tarihinde Letonya Basketbol Birliği kurulur. 1924 kışında ise ilk erkekler şampiyonası yapılır; kadınlar şampiyonası ise yalnızca 1933 yılında düzenlenir. Ayrıca Letonya, 18 Haziran 1932’de Cenevre’de FIBA’nın kuruluşunu imzalayan sekiz ülkeden biri olur. 1935 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı (Eurobasket) kazanan Letonya, 1936 yılında ise Olimpiyatlara katılır. 1939 yılında Eurobasket’ten ülke gümüş madalya ile ayrılır. 1940’larda ise Letonyalılar Sovyetler adına oynamak zorunda kalır. Ülkenin içindeki duruma rağmen basketbol oynanmaya devam edilir. Aldis Valters ve Igors Miglinieks, ikisi de Olimpiyat şampiyonu olarak taçlanır. 1980’lerde Avrupa’nın en büyük basketbol oyuncuları arasında Valdis Valters gösterilir. Letonya kadın basketbol oyuncusu Uljana Semjonova ise tüm zamanların en iyi kadın oyuncuları arasında yer alır. Rus kökenli olan Semonova, 18 yıllık kariyerinde 45’in üzerinde madalya sahibi olur.

Futbol
Letonya’nın kuzey iklimine rağmen futbol uzun zamandan bu yana ülkenin spor kültürünün bir parçasıdır. Futbol yaklaşık bir asır öncesinde Letonya’ya deniz yoluyla yolculuk yapan İngilizler tarafından Letonyalılara tanıtılır. 1927 yılında ülkede futbol ligi kurulur ancak 1940’larda lig duraklamaya girer ve Letonyalılar Sovyetler Birliği takımları için mücadelelere başlar; ta ki 1991 yılına dek. Virsliga isimli Letonya Ligi’nde 1991 yılında kurulan Skonto FC futbol takımı 14 kere şampiyonluk sahibi olur. Skonto FC’yi ligde altı şampiyonlukla FK Ventspils takip eder; ligde 2018 yılının şampiyonluğunu ise Riga FC takımı elde eder.
Letonya’nın milli takımının kilit başarısı, 2004 UEFA Avrupa Şampiyonası final turnuvasına ilk kez katılmalarıyla gerçekleşir. Futbol, ​​Letonya’da çok izlenmese de milli takımın uluslararası arenadaki yarışı birçok seyirciyi cezbeder. Letonya’dan gelen yetenekli ve başarılı birçok futbolcu, İngiltere Premier Lig de dahil olmak üzere dünyanın en iyi liglerinde oynamıştır. Bunlardan biri, İngiltere’deki Southampton FC takımının başarılı oyuncularından biri olan ve Letonya Milli Futbol Takımı’nın menajerliğini yapan Marians Pahars olmuştur. Mitris Verpakovskis ise milli takımın en skorer ve Letonya’nın en popüler futbolcularından bir başkasıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Çavdar ekmeği
Rosols, Letonyalılara özel bir patates salatası

Mutfak

Letonya’da gastronomi tarihi olaylar çerçevesinde Almanlar, İsveçliler, Polonyalılar ve Ruslar tarafından etkilenmiş olabilir. Sert iklim, Alman Haçlılar tarafından getirilen mutfak gelenekleri, Sovyet yönetimi zamanındaki yiyecek kıtlığı sebebiyle yemek pişirmede yaratıcı süreçler yaşanır. Tahıllar püreden köfteye kadar neredeyse her yemekte kullanılır. Letonya’da en popüler ekmek çavdardır. Patates ana yemeklerde, çorbalarda ve salatalarda kullanılır. Letonyalılar için patatesin ekmekten sonra ikinci tüketim olduğu söylenebilir.
 
Ulusal kutlamalara bakıldığında Letonyalıların doğayla temas halinde olmayı, üretmeyi ve yiyeceklerini kendi elleriyle hazırlamayı tercih ettikleri görülür. Letonya’da her aile, taze balığın nereden alınacağını çok iyi bilir. Sebzelerini satın almak yerine kendileri yetiştirmeyi tercih ederler. Bu kültürel ve gastoronomik mirastan dolayı Riga ve Gauja bölgesi, 2017 yılında Avrupa Gastronomi Bölgesi unvanını alır.  
 
Süzme peynir, kimyonlu peynir ve kesilmiş süt ürünlerine yerli halk oldukça düşkündür. Sahil şeridinin büyük bölümü ise balıkçı köyleriyle doludur ve Letonyalılara pisi balığı, taşemen balığı gibi deniz ürünleri sağlar.
 
Sert kışlar Letonya’da yiyecekleri her zaman korumayı gerektirir. Bu sebeple Letonyalılar meyve reçelleri, turşu, tuzlanmış et ve tütsülenmiş balıkta ustalaşmıştır. Letonya mutfağında baharat da çok yaygın değildir. Ülkeye seyahat edecek olursanız baharatlar tuz, kimyon tohumu, soğan ve beyaz hardalla sınırlıdır. Tek doğal tatlandırıcı ise baldır.
 

Kaynak : Shutterstock Venta Şelalesi
Venta Şelalesi
Letonya’nın Kuldiga kasabasında bulunan Venta Şelalesi, Avrupa’nın en geniş şelalesi olarak anılır. Şelalede, ilkbahar ve sonbahar aylarında uçan balıklar görülür. Yaklaşık olarak 100-110 m genişliğe, 1,8-2 m yüksekliğe sahip olan şelale, Venta nehrinin her iki yanından ve şelaleye yaklaşık olarak 200 m uzaklıkta bulunan eski Tuğla Köprü’den görülebilir.
 

Kaynak : Shutterstock Art Neouveau Mimari Yapıları
Art Nouveau
Süslü girişleri, minimalist detayları, çeşitlilik gösteren iç mimarisi ile Riga, Art Neouveau metropolü olarak anılır. Şehirde merkezindeki yapıların yarıya yakını Art Nouveau tarzına sahiptir. Riga’da 1899-1914 yılları arasında 700’ün üzerinde yapı inşa edilir ve bu yapılar 1905-1911 yıllarında Ulusal Romantizm, 1907’den sonra ise Dikey Art Nouveau olarak adlandırılır. Alberta sokağında ise Eklektif Dekoratif Nouveau yapıları örnekleri öne çıkar. Art Nouveau mimarisine ev sahipliği eden Riga, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

Eğlence

Letonya, festivalleri ile eğlenceye adını veren seçkin ülkelerden biridir. Müzik, dans ve yemeğin buluştuğu festivaller özellikle yaz aylarına renk katar.
 

Kaynak : Shutterstock Jani Festivali
Jani Festivali
Yaz gündönümünde gerçekleştirilen Jani Festivali, en önemli festivallerdendir. Letonyalılar Jani zamanında şarkı söyler, dans eder ve birlikte yemek yiyerek zamanın keyfini çıkarırlar. Festivale katılan kadınların başlarında çiçekten, erkeklerin başlarında ise meşe yaprağı ve dallardan taçlar görülür. Eski bir pagan törenine dayanan festivalde şafaktan önce uykuya dalmak kötü şans olarak kabul edilir. Şenlik ateşleri yakılır. Letonya mutfağının önde gelen yiyecekleri kimyonlu peynir, pastırma, dut, patates, sosis, çorba ve çavdar ekmeği servis edilir. Tütsülenmiş ya da tuzlanmış ringa balığı ortak yemektir. Ekşi krema ile servis edilen meyveli turta ve tartlar da festivalin favori tatlıları olur.
 

Kaynak : Shutterstock Letonya Ulusal Operası
Riga Opera Festivali
Festival, opera sezonunun kapanışında, gelecek sezonun yeni prodüksiyonlarına, geçmiş sezonun prodüksiyonlarından en iyilere, sevilen yerel ve uluslararası opera yıldızlarının buluşma noktası olan Gala konserine genel bir bakış sunar. Haziran ayında gerçekleştirilen festival, Letonya’da en ilgi gören etkinlikler arasında bulunur.
 

Kaynak : Shutterstock Positivus Festivali, Salacgriva şehrinde yapılır
Positivus Festivali
Mükemmel müziğin doğa ile buluştuğu Posivitus Festivali, temmuz ayında büyük bir katılımla gerçekleşir. Taze çam ormanı havasıyla bütünleşen etkileyici müzik deneyimi, festivale katılanlarda yeniden gelme isteği bırakır. 2007 yılında küçük bir etkinlik olarak start alan Positivus, bugün Baltık’taki en büyük müzik festivali olarak anılır. Yıllar içerisinde Fatboy Slim, Moby, Muse, Placebo gibi dünyaca ünlü birçok isim festivale konuk olmuştur. Elektronik dans müziği, dünyanın önde gelen DJ’leri ile beraber festivalin önemli bir parçasıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Rundale Sarayı
Uluslararası Early Müzik Festivali
Temmuz ayında gerçekleşen festival, yazın en büyüleyici kültürel etkinliklerinden biridir. Festival süresince Riga şehrinin kilise ve konser salonları ile Rundale Sarayı gösteri ve konserlere ev sahipliği eder. Müzikseverlere unutulmaz bir deneyim ve atmosfer yaşatan festival, Purcell, Vivaldi, Gluck, Handel ve diğer Barok bestecilerin başyapıtları ile kulakların pasını siler. Binlerce insan, Rundale Sarayı’nda gerçekleşen kapanış konserine akın eder.
 

Kaynak : Shutterstock Letonya Bira Festivali
Letonya Bira Festivali
Bira Letonya’da önemli bir yere sahiptir. Özellikle Alman Haçlı işgali altındayken Letonya’da bira tüketimi artar. Bugün Letonyalılar biralarına kendi ürettikleri baldan katarak biralarını üretirler ve hazır bira içimini çok tercih etmezler. Baltık bölgesinde gerçekleşen en büyük bira festivali de Letonya’da düzenlenir. Mayıs ayındaki festival, başladığı 2012 yılından bu yana büyük ilgi görür ve 200 farklı bira çeşidinin tadımı yapılır.