11 Kasım Lacplesis Günü'nde yakılan mumlar
Letonya Ulusal Operası
Art Nouveau mimari yapıları
Kültür / Sanat / Mimari
Tarihi boyunca komşu güçler tarafından işgal edilen Letonya, kendine özgü dili, kültürü ve geleneklerini her zaman korumak adına mücadele eder. 13.yy’da bağımsızlığını kaybetmesi, Letonya’nın kültürel yetkinliklerini uzun yıllar geliştirmesine ket vurur. Ülkenin kültürel mirasları ile buluşması ancak 20.yy’da olur.
Sovyetler Birliği yönetimi zamanında yasaklanan dini ve geleneksel festivaller bugün dans, müzik ve şarkılar eşliğinde yapılır. En önemli festival yaz gündönümünde yapılan ve 23 Haziran’da gerçekleştirilen Jani ya da Ligo Festivali'dir. Yanan büyük şenlik ateşleri festivalin sembollerindendir. Katılımcılar başlarına çiçeklerden taç yapar. Letonya mutfağına özel yiyecek ve içeceklerle de festival renklenir.
Geleneksel Letonya ezgileri, tarihi Letonya kültürünün kalbidir. Dört satırdan daha uzun değildirler; aile, aşk hikâyeleri veya mitlere dayanılarak yazılmışlardır.
Leton halk kahramanı Lacplesis, Letonyalılar için önem taşır. Öyle ki 11 Kasım, ülkede Lacplesis Günü’dür. Lacplesis’in hayat hikayesi 1888 yılında şair Anrejs Pumpurs tarafından kaleme alınır. Letonyalıların bağımsız kimliklerini asla unutmamaları ana amaçtır. 1988 yılında hikâyenin müzikale çevrilmesi ve sahnelenmeye başlamasının ardından oyun büyük bir kitle tarafından izlenir; ve oyun bağımsızlık hareketinde rol sahibi olan etmenlerden olur. 19.yy’ın ortalarında ülkenin ulusal kültürel uyanışının startında, Letonyalılar sanatsal bağımsızlıkları adına Riga’da bir sanatçı topluluğu oluştururlar. Dönemin tanınmış Letonyalı ressamları Janis Rozentals ve Vilhems Purvitis iken, en bilinen besteciler Andrejs Jurjans ile Jazeps Vitols’dür.
Ülkenin kültürel mekânlarının çoğu başkent Riga’da yer alır. Letonya Ulusal Operası, Letonya Ulusal Senfoni Orkestrası uluslararası bir üne sahiptir. Riga Letonya Tiyatrosu, 1868 yılında Letonyalıların sanayi, ticaret ve sanattaki kimliklerini geliştirmek istedikleri sırada kurulur. Letonya Devlet Balesi, 1932 yılında Riga’da çalışmalarına başlar ve öğrencileri arasında Mikhail Baryshnikov ile Alexander Godunov bulunur.
Riga mimarisiyle de ilgi çeken bir şehirdir. 19.yy’da ortaya çıkan etkileyici sanat akımlarından biri olan Art Nouveau, Riga’da bu dönemde inşa edilen yapıların çoğunda görülür. Dekoratif süslemeler, etkileyici kompozisyonlar, etnografik temalar mimari yapıları karakterize eder. Şehir içerisinde üslubuyla nefes kesen yapılar, rahatlıkla ayırt edilebilir. Şehrin tarihi merkezi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alır.